DOLAR 35,6137 % 0.08
EURO 36,9880 % -0.35
STERLIN 43,7748 % -0.34
FRANG 39,2092 % -0.15
ALTIN 3.107,95 % 0,28
BITCOIN 100.989,28 0.345

Referanduma 3 Gün Kala Toraman’dan Yalanlara Cevaplar

Yayınlanma Tarihi : Google News
Referanduma 3 Gün Kala Toraman’dan Yalanlara Cevaplar

Murat Toraman’ın sosyal medya hesabı facebook üzerinden gerçekleştirdiği, youtube, twitter ve instagram gibi diğer sosyal medya hesaplarından da paylaşılan ve tam metnini sizler için yayınladığımız “Referandum Soru / Cevap Canlı Yayını…” 5 binin üzerinde takipçisi tarafından izlendi.

Evet” diyenlerin de “Hayır” diyenlerinde takip ettiği canlı yayında, takipçilerin sorduğu sorulara cevap veren Toraman, 16 Nisan’a kadar benzer yayınları sürdüreceğini de duyurdu. Yayının tam metni ve sorulan sorular şu şekilde:

Öncelikle belirtmek istiyorum ki, 16 Nisan Referandumu için “Hayır” vermeyi düşünen de, “Evet” vermeyi düşünen de bu vatanın evladıdır. Ne “Evet” verenler, “Hayır” verenlere, ne de “Hayır” verenler, “Evet” verenlere “Vatan Haini” muamelesi yapmamalı, uyum ve kardeşlik içerisinde herkes birbirine saygı duymalıdır.

Fakat belirtilmesi gereken bir husus var ki, “PKK”, “FETÖ” vb. Vatan Hainlerinin tamamı ve “Almanya”, “Hollanda”, “İsviçre” gibi Türkiye’nin büyümesini istemeyen birçok Ülke, “Hayır” demekte yada “Hayır” propagandası yapmaktadır.

Canlı yayında özellikle kamuoyunda gezen 18 maddeyle asla alakası olmayan birçok yalana ve iddiaya cevaplar vereceğim.

Yayının tümünü izlediğinizde sokakta, caddede konuşulan her türlü soruya cevap bulabileceğinizi umuyorum.

Referanduma oy kullanmaya giderken bireysel kırgınlıklarınızı ve sıkıntılarınızı vereceğiniz oylara yansıtmamanızı öneririm. Çünkü vereceğiniz her oy en başta çocuklarımızın daha sonra hepimizin geleceğini etkileyecektir. Türkiye’nin, aşağıda tarihleriyle birlikte vereceğim 5’er 6’şar aylık Başbakanlı, Hükümetli, Koalisyonlu günlere yeniden dönmemesi için çok iyi düşünülmeli ve ona göre karar verilmelidir.

Malumunuz önümüze gelen 18 madde ile Türkiye, AK Parti ve MHP’nin birlikte çalışmasıyla 16 Nisan’da Referanduma gidecektir. Bu iki partinin tabanda ve mecliste karşılığı en son seçimlere göre % 62’dir.

Ayrıca BBP’de Referanduma “Evet” demektedir.

Ülkenin çok önemli bir virajda olduğu bu günlerde 16 Nisan’da verilecek olan oylara bu nedenle çok dikkat edilmesi gerekir. Hem 1961 anayasası hem 1982 anayasası darbe sonrası hazırlanmış anayasalardır. Bu nedenle eksiklikleri giderilmeli mümkün olan ilk fırsatta da günün şartlarına uygun tümüyle sivil ve yeni bir anayasa mutlaka hazırlanmalıdır.

94 yıllık Cumhuriyet tarihimiz boyunca 65 hükümet, 65 başbakan ve 12 cumhurbaşkanı gördük.

Açık oy gizli sayım ve dökümlerin olduğu dönemleri dahi yaşadık.

Hükümetler ve başbakanlar çok kısa süreler görev yaparak istikrarın hep önüne geçtiler veya birileri durumu bu hale getirdiler.

Örnekleyecek olursak;

  1. Hükümetin Başbakanı Süleyman Demirel.

Göreve geldiği tarih 3 Kasım 1969, Görevinin sonlandığı tarih ise 6 Mart 1970. Sadece 5 Ay 3 Gün Başbakan olarak görev yapmış. Dolayısıyla hükümetin ömrü sadece 5 ay sürmüş.

  1. Hükümetin Başbakanı Nihat Erim.

Göreve geldiği tarih 11 Aralık 1971, Görevinin sonlandığı tarih ise 22 Mayıs 1972. Sadece 5 Ay 11 Gün Başbakan olarak görev yapmış. Dolayısıyla hükümetin ömrü sadece 5 ay sürmüş.

  1. Hükümetin Başbakanı Sadi Irmak.

Göreve geldiği tarih 17 Kasım 1974, Görevinin sonlandığı tarih ise 31 Mart 1975. Sadece 9 Ay 9 Gün Başbakan olarak görev yapmış. Dolayısıyla hükümetin ömrü sadece 4 ay sürmüş.

  1. Hükümetin Başbakanı Süleyman Demirel.

Göreve geldiği tarih 31 Mart 1975, Görevinin sonlandığı tarih ise 21 Haziran 1977. Sadece 2 Yıl 2 Ay Başbakan olarak görev yapmış. Dolayısıyla hükümetin ömrü sadece 2 yıl sürmüş.

  1. Hükümetin Başbakanı Bülent Ecevit.

Göreve geldiği tarih 21 Haziran 1977, Görevinin sonlandığı tarih ise 21 Temmuz 1977. Sadece 1 Ay Başbakan olarak görev yapmış. Dolayısıyla hükümetin ömrü sadece 1 ay sürmüş. Çünkü Meclisten Güvenoyu alamamış.

  1. Hükümetin Başbakanı Süleyman Demirel.

Göreve geldiği tarih 21 Temmuz 1977, Görevinin sonlandığı tarih ise 5 Ocak 1978. Sadece 5 Ay 14 Gün Başbakan olarak görev yapmış. Dolayısıyla hükümetin ömrü sadece 5 Ay sürmüş.

  1. Hükümetin Başbakanı Bülent Ecevit.

Göreve geldiği tarih 5 Ocak 1978, Görevinin sonlandığı tarih ise 12 Kasım 1979. Sadece 1 Yıl 10 Ay Başbakan olarak görev yapmış. Dolayısıyla hükümetin ömrü sadece 1 yıl sürmüş.

  1. Hükümetin Başbakanı Süleyman Demirel.

Göreve geldiği tarih 12 Kasım 1979, Görevinin sonlandığı tarih ise 12 Eylül 1980. Sadece 10 Ay Başbakan olarak görev yapmış. Dolayısıyla hükümetin ömrü sadece 10 ay sürmüş.

Böyle ortalama 6 ayda bir hükümetler değişip, son dönemlerde bir Demirel bir Ecevit Başbakanlık koltuğuna oturup kalkarken 1980 de darbe olmuş ve TSK yönetime el koymuştur.

1970’den 1980’e kadar 10 yılda 13 kez Başbakan değişmiş, Süleyman Demirel 5 kez Başbakanlık koltuğuna oturmuş ve geri kalkmıştır. Aralarda yılını dahi tamamlamadan yeni başbakanlar ve hükümetler göreve gelmiştir. Buraya özellikle dikkat çekmek istedim. Devam edeyim;

  1. Hükümetin Başbakanı Necmettin Erbakan.

Göreve geldiği tarih 28 Haziran 1996, Görevinin sonlandığı tarih ise 30 Haziran 1997. Sadece 1 yıl 2 gün Başbakan olarak görev yapmış. Dolayısıyla hükümetin ömrü sadece 1 yıl sürmüş.

1970 – 1980 yılları arasında hükümetlerin ve Başbakanların durumu buyken, ilerleyen yıllarda da durum pek değişmemiş. AK Parti İktidarlarına kadar son 33 yılda 21 defa Hükümetler Başbakanlar değişmiş. Yani ortalama 1,5 yıla bir hükümet iktidara gelmiştir.

Koalisyonlu bu dönemler çok kısa ve sıkıntıyla geçmiş, tek başına iktidarların olduğu dönemlerde ise Ülke ayağa kalmış ve bir çok yenilik ve hizmetle tanışmıştır.

22 Mayıs 1950’den, 27 Mayıs 1960’a kadar 10 yıl Rahmetli Adnan Menderes, 13 Aralık 1983’den, 31 Ekim 1989’a kadar 6 yıl Rahmetli Turgut Özal ve 14 Mart 2003’den, 29 Ağustos 2014 e kadar 11 yıl Recep Tayyip Erdoğan Başbakanlık yapmıştır. Bu üç isim tek başına iktidara gelerek, karmaşa içerisinde olan dönemlerin önüne geçmişlerdir.

Ayrıca AK Parti iktidarını oluşan siyasi kültür, güven ve istikrar sayesinde de 15 yıldır sürdürmektedir.

Bu nedenle tek başına iktidar olmanın, istikrarın sürmesinin, kalkınma ve büyüme de ne kadar önemli bir durum olduğu ortadadır.

Yine geçmişte hükümetler kurulurken verilen Güvenoyu meselesi de problemler çıkarmıştır.

Meclisi seçip gönderen halk yani bizler güvenerek milletvekilini, cumhurbaşkanını seçtiğimiz halde biz oy verip seçtikten sonra birde tekrar hükümete bizim seçtiğimiz milletvekillerinin yeniden güvenoyu vermesini bekliyoruz. Bu tam bir saçmalıktır.

Somut örnek verecek olursak geçmişte Süleyman Demirel, Bülent Ecevit’e karşı kaybedince Demirel, Ecevit’e meclisten güvenoyu aldırmayıp Ecevit’i çok zor duruma sokmuştu. Ama aslında zor durumda kalan Türkiye’ydi.

Daha çok yakın bir tarih olan 7 Haziran 2015 seçimlerini hatırlayın % 41 oy alan AK Parti iktidar olamadı! 5 ay istikrarsız bir süreç yaşandı. Bu durumun bazı sıkıntıları ise halen devam etmekte.

Yeni gelecek olan sistemle artık böyle kısa süreli hükümetler, koalisyonlar son bulacak bir şekilde halkın en az yarısından bir fazlasının oylarıyla seçilecek Cumhurbaşkanları Türkiye’yi yöneteceklerdir.

SORU VE CAVAPLARIYLA GETİRİLEN YENİ SİSTEM NEDİR?

Soru : 18 Yaşında ki Gençten Vekil Olur mu?

Cevap : Medeni kanunumuza göre 18 yaşını doldurmuş olan bir kişi her konuda tam yetkili hale gelmektedir. Hukuki olarak bu kişinin vekil olmasında da bir mahsur bulunmamalıdır. Vekil olmanın üst sınırı yoksa alt sınırı da olmalıdır. Reşit sayılan herkese vekil seçilebilme hakkı tanınmalıdır. 80 yaşında vekillerimizin olduğunu hatırlatırım. Hal böyleyken, 18 yaşında bir gence seç ama seçilme demek haksızlıktır. Cumhurbaşkanını, Milletvekillerini, Belediye Başkanlarını seçerken 18 yaşında ki gençlere güveniyorsak, seçilme konusunda da güvenmeli onlara aynı hakkı tanımalıyız. Önemli ve zor olan aslında seçilmek değil seçmektir. Seçerken güvendiğimiz gençlere seçilirken de güvenmemiz gerekir. Yeni sistemle partiler aday gösterirken şuan 25 olan seçilme yaşının en az 18 yaş  olması istenmektedir. Seçilecek olan kişinin illa 18 yaşında olması gerekmemektedir. 21 olur 24 olur. Seçebilen gence seçilme hakkı da tanımak adil ve hak olandır. Dünya parlamentolarında 51 ülkede milletvekili seçilme yaş sınırı zaten 18’dir.

Bunlardan; Almanya, Arnavutluk, Avusturya, Belçika, Bosna Hersek, Çin, Finlandiya, Hırvatistan, Hollanda, İngiltere, İsveç, İzlanda, Kanada, Küba, Lihtenştayn, Macaristan, Malta, Norveç, Avustralya, Danimarka, Fransa, İspanya, İsviçre, Lüksemburg, Makedonya, Portekiz, Sırbistan, Slovenya seçilme yaşı 18 olan ülkelerden bazılarıdır.

Bir başka hususa gelince Partiler adaylarını belirlerken çeşitli çalışmalar gerçekleştirmektedir. 18, 20, 24, 28 yaşında milletvekili olmak isteyen bir genç kendisini yetiştirmemiş ise zaten partiler aday göstermeyecektir. Velev ki gösterir ise de vekil olabilmesi için seçmenlerin oy vermesi gerekmektedir. Burada seçmen oy tercihini belirlerken mutlaka buna göre belirleyecektir. Seçmenler oy vermeden adayların yaşı kaç olursa olsun kimse vekil seçilemez. Meselenin özü herkese bu hakkı tanıyor olmamızdır. Yeni sistemle cumhurbaşkanına ayrı vekillere ayrı oy verilebileceği için hazırlanacak olan milletvekili adayları listesinin daha özenle ve halkta daha çok kabul görecek isimlerden oluşması gerekecektir. Rastgele hazırlanacak olan listelere seçmen cumhurbaşkanına ayrı partiye ayrı oy vereceği için farklı tercihlerde bulunabilir. Bu nedenle seçmenlerde kabul görmeyecek hiç kimse aday gösterilmeyecektir.

Soru : Milletvekili Sayısı 550’den Neden 600’e Çıkarılıyor?

Cevap : Milletvekili sayısının artırılması nüfusun artması ile doğru orantılıdır. 550 sayısı belirlenirken Türkiye’nin nüfusu ortalama 50 milyon civarındaydı. Bugün ise Türkiye’nin nüfusu 80 milyon. Oy veren seçmenlerin eşit değerlendirilmesi ve adaletli olunabilmesi için seçilen vekillerin her ilde benzer seçmen sayısından oy alarak seçilmesi adil ve doğru olandır. Yani Sivas’tan oy veren vatandaşın oyu da, Bayburt’tan oy veren vatandaşın oyu da, İstanbul’dan oy veren vatandaşın oyu da eşit olmalıdır. Bir yerde 100 bin seçmen bir vekil seçerken başka bir yerde 200 bin seçmen bir vekil seçmemelidir. Bu nedenle 550 sayısı yetersiz gelmektedir. 600’e çıkarmak istenilmesinin sebebi budur.

Soru : Bizi Tek Adam Kafasına Göre mi Yönetecek?

Cevap : Bizi, hükümet, yani yürütme kafasına göre değil, meclisin, yani yasamanın yapacağı kanunlarla, anayasaya uygun olarak yönetecektir. Yönetimde yine bir cumhurbaşkanı ve yine milletin içinden seçilecek olan bakanlar olacaktır. 600 tane milletvekili yasa yapmaya cumhurbaşkanını ve bakanları denetlemeye devam edecektir. Tek adam ifadesi bu nedenle doğruluğu olmayan bir ifadedir. Ayrıca şuan zaten cumhurbaşkanı bir kişidir. Sanki şuan birkaç tane cumhurbaşkanı varda ilerde bu sayı bire düşecek gibi bir algı oluşturulmuştur.

Dünya üzerinde ki yönetim şekilleri ortadayken, Türkiye’nin şuan ki modeliyle yönetilen ülke yoktur. Bizde hem cumhurbaşkanı, hem başbakan halk tarafından seçilmektedir. Her ikisinin de çok geniş yetkileri vardır. Geniş yetkiler ile donatılmış iki kişi sistemsel sorunlara neden olabilecektir. Mevcut önerilen sistem ile yasama, yürütme ve yargı sınırları net olarak çizilmiştir. Yasama ve yürütme yetkisini doğrudan halktan, yargı ise dolaylı yollarla yine halktan alacaktır.

Yetkiyi ise cumhurbaşkanına ve meclise halk verecektir.

Soru : Cumhurbaşkanı İsterse Devleti Bölgelere vs. Bölebilecek mi?

Cevap : Anayasamızın 126. maddesine göre, Türkiye illere; iller de ilçelere, beldelere ve köylere ayrılır. Yani, Anayasamıza göre Türkiye’nin,bu ayrımların dışında bir şekilde bölümlere ayrılması mümkün değildir. Anayasamız bu durumu yasaklamaktadır. Önümüze gelen 18 madde içerisinde bu durumu değiştiren herhangi bir madde yoktur.Bu Anayasa maddesi değiştirilmedi. Hal böyleyken, yani böyle bir değişiklik yokken Cumhurbaşkanının ülkeyi bölüp parçalayacağını neye göre söylüyorlar.İdare ve yönetim şekli anayasamızın 123. Maddesine göre kanunla düzenlenir. Yine iller, ilçeler ve mahalli idareler, belediyeler anayasamızın 126. ve 127. maddesine göre kanunla kurulur. Her şey kanun ile olacağı için Cumhurbaşkanının da kanun yapma yetkisi olmadığı için bu şekilde bir durum söz konusu değildir.

Soru : Getirilen Yeni Sistem Genel Olarak Neyi Değiştiriyor?

Cevap : Şuan yürürlükte olan sistemimiz istikrar üretmeme riski taşımaktadır. 1983 yılından bu tarafa geçen 34 yılda tam 21 hükümet değişmiştir. Yeni sistem bizlere yeni bir hükümet modeli öngörmektedir. Aynı gün yapılacak olan Cumhurbaşkanı ve Vekillerin seçimiyle hükümet en az % 50 + 1 alınacak oyla hemen kurulacaktır. Yeni sistemde Başbakan olmayacaktır. Bu gelecek olan sistemin en büyük artısı ise artık asla Koalisyonun hiçbir zaman olmayacağıdır. Koalisyonun neden olmaması gerektiğini ise yukarıda çok somut örneklerle ifade etmiştim.

Soru : Bu Sisteme Neden İhtiyaç Vardır?

Cevap : Tek başına iktidarlar, Koalisyondan daha hızlı ve somut hizmetler üretmiştir. Koalisyonların olmaması ülke için kazanç olacaktır. Ayrıca normal de çok ciddi yetkilerle donatılmış olan şuan ki Cumhurbaşkanı seçildikten sonra hukuken de siyaseten de hiç kimseye karşı herhangi bir sorumluluk taşımamaktadır. 1982 anayasasında belirlenen yetkiler darbe sonrası belirlenmiştir. Cumhurbaşkanının 2007 Referandumu sonrası Halk tarafından seçilmesiyle birlikte sistemin değişmesi artık zaruri hale gelmiş, halkın seçtiği Cumhurbaşkanı ile birlikte yapı aslında fiilen yarı başkanlığa dönüşmüştür. Eğer şuan ki değişiklikler gerçekleşmez ise mevcut yapı, ilerde sistemin tıkanmasına ve ülke olarak kaosa sürüklenmemize neden olacaktır. Bu nedenle bu değişikliğe ivedilikle ihtiyaç duyulmaktadır.

Soru : Yeni Sistemde Meclis Olacak mı?

Cevap : Yeni gelecek olan sistemde eskisinden daha güçlü, kuvvetler ayrılığı ilkesi gereği işini yapan, Cumhurbaşkanından bağımsız daha güçlü bir Meclis olmaya devam edecektir. Daha güçlü olacağına örnek olarak Cumhurbaşkanını ve Bakanları denetleyebilmesi, HSK’ya üye seçebilmesi verilebilir. TBMM’nin olmayacağını söyleyenler art niyetlidir ve iddiaları asılsızdır.

Soru : Eyaletlere mi Bölüneceğiz?

Cevap : Hayır! Eyaletlere bölünmeyeceğiz. 18 maddenin hiç birinin bununla alakası yoktur. Bu söylenen bir yalandır. Ayrıca, bilgi olarak paylaşmak gerekirse, Eyalet sistemi için illa sistemin adının Başkanlık, Cumhurbaşkanlığı vs olması gerekmez. Tekrar belirteyim Türkiye’de Eyaletler olmayacaktır. Eğer olacak olsa yani söylenen yalan gibi niyet bu olsa bunu yapmak şuan da da mümkündür. Parlamenter sistemlerde de eyaletler olabilir. Üniter yapı olmaya devam da edebilir. Bunun dünya üzerinde örnekleri mevcuttur. Almanya bizim gibi parlamenter sistem ile yönetilmektedir ama eyaletleri vardır. Kısaca yeni sistemde 18 madde içerisinde ve maddeler sonrası alınacak olan yetkilerle Eyaletlere bölünmemiz mümkün değildir. Üniter yapı devam edecektir. Aksi yalandır.

Soru : Cumhurbaşkanı Parti Genel Başkanı Olabilecek mi? Olacaksa Nasıl?

Cevap : Evet olabilecek. Fakat bunun olabilmesi için öncelikle partinin kongre yapması, aday olması ve kongrede seçilmesi gerekecek. Zaten, Dünyada Türkiye ve Macaristan dışında hiçbir ülke de mevcut anayasamızda yazan “Cumhurbaşkanının partisiyle ilişiği kesilir” şeklinde bir ifade geçmemekte. Zaten bu ifade bizde yani Türkiye’de 1960 öncesinde de yok. 1960’dan sonra uygulamaya konulmuş. Dönemlerinde Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü Cumhurbaşkanlığı görevini yürüttükleri esnada aynı zaman da CHP’nin de Genel Başkanlarıydı. Yani Türkiye bu konuda siyasi tecrübeye sahiptir. Ayrıca bu güne kadar hangi Cumhurbaşkanı partisi ile en azından gönül bağını koparmıştır. Özal ile Yıldırım Akbulut, Süleyman Demirel ile Tansu Çiller örnekleri unutulmamalıdır.

Soru : Cumhurbaşkanı Kararname Çıkararak Yasa mı yapacak?

Cevap : Cumhurbaşkanının görev alanına giren konularda Cumhurbaşkanı kararnamesi çıkarabilecek. Fakat Cumhurbaşkanı temel haklar, kişi hakları ve siyasi haklar ve ödevler konusunda kararname çıkaramayacak. Eğer Cumhurbaşkanının Kararname çıkardığı bir konuda Meclis kanun çıkarırsa Cumhurbaşkanının çıkardığı kararname hükümsüz hale gelecek. Yani meclisin, Milletvekillerinin kararı yani yasalar, Cumhurbaşkanının kararı yani kararnameden daha üstte olacak.

Soru : Cumhurbaşkanı Meclisi Feshedebilir mi?

Cevap : Hemen cevabın başında belirtmeliyim ki, burada ki amaç Halkın Hakemliğine başvurmaktır. Çünkü en iyisini halk bilir. Fesih yetkisi yeni sistemde seçimlerin karşılıklı olarak yenilenmesi yoluyla gerçekleşebilecek. TBMM beşte 3 çoğunlukla, Cumhurbaşkanı da dilediği zaman bu yetkiyi kullanabilecek. Burada ki amaç birbirleriyle aralarında oluşabilecek herhangi bir krizde Halkın hakemliğine yeniden başvurmaktır. Böylece sistem kilitlenmeyecektir. Herhangi biri seçimlerin yenilenmesini isterse diğer tarafın seçimleri de aynı gün yenilenecektir.

Burada ayrıca belirtilmesi gereken durum şudur. Cumhurbaşkanı seçimleri yenileme kararı alırsa kendisi de meclisle birlikte seçime gitmek zorundadır. Böyle bir  durumda toplam 2 olan seçilme hakkının birini kullanmış olacaktır. İlk döneminde seçime giderse ilk döneminin kalan kısmının süresi yanacaktır, ikinci dönemde seçime giderse yeniden aday olamayacaktır.

Şayet meclis seçimleri yenileme kararı alırsa Cumhurbaşkanının ilk dönemiyse o dönemi bitmiş kabul edilecek ancak ikinci dönemi ise, meclisin cumhurbaşkanını çalıştırmamak için seçime götürme riskine karşılık cumhurbaşkanı yeniden aday olabilecektir. Bu düzenleme dengelemeyi ve denetlemeyi sağlamaktadır.

Soru : Cumhurbaşkanı Yargıyı Ele mi geçirecek?

Cevap : Hayır! Yargı Yasama ve Yürütmeden ayrı olarak çalışmalarını gerçekleştirecek. Yeni gelecek olan sistemle HSYK ifadesi HSK’ya dönüşmektedir. İsimdeki Yüksek ifadesi kaldırılacaktır. Üye sayısı da 13 e düşürülmektedir.

Mevcut sistemde Cumhurbaşkanı 4 üye atamaktadır. Yeni gelecek sistemde de Cumhurbaşkanı 4 üye atayacaktır. Mevcut sistemde TBMM’nin buraya üye verme yetkisi yokken halkın seçtiği Meclis yeni sistemde 7 üye seçebilecektir. Adalet Bakanı ve Adalet Müsteşarı her iki sistemde de doğal üyedir.

Soru : Cumhurbaşkanı Bu Kadar Yetkiyle Hukuken Sorumlu Olmayacak mı?

Cevap : Asıl şuan mevcutta var olan sistemde Cumhurbaşkanı sorumsuzdur. Bu hal yeni sistemde değiştirilerek “Cezai Sorumluluk” net olarak düzenlenmiştir. Mevcutta Cumhurbaşkanı sadece kanunlarda tanımı dahi net olmayan Vatana İhanet dışında hiçbir konuda hukuken sorumlu değildir.

Yeni sistemde Cumhurbaşkanının sorumluluk alanı genişletilmiştir.

Cumhurbaşkanın hakkında işlediği iddia edilen bir suçtan dolayı TBMM’nin üye tam sayısının salt çoğunluğu ile (301 Vekil) vereceği önergeyle soruşturma açılması istenebilecektir. Bu durum 1 ay içinde görüşülerek üye tam sayısının beşte üçünün gizli oyuyla (360 Vekil) soruşturma açılmasına karar verilebilmektedir.

Soruşturmanın sonunda ise üye tam sayısının üçte ikisiniz gizli oyuyla (400 Vekil) yüce divana sevk kararı alınabilecektir.

Böyle bir durumda hakkında soruşturma açılan Cumhurbaşkanı Anayasanın 116. Maddesinde kendisine tanınmış olan seçimleri yenileme yetkisini kullanamayacaktır.

Büyük Sivas Haber


YORUM YAP

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.