Transfer dönemi tüm hızı ile sürüyorken, Sivasspor da Bolu’daki kamp ile kamp dönemlerinin ilk etabını sürdürüyor. Son değerlendirme yazımı yazdığım tarihten itibaren geçen 2,5 hafta içerisinde mevcut kadro yapısından kopanlar ve sözleşme yenileme görüşmeleri cephesinde bir hayli yoğun bir dönem geçiren Sivasspor, dış transferde ise aynı hareketliliği sürdürmedi.
Köşe Yazarımız Ertuğrul Dalbastı Yazdı “Sivasspor Gündemi: Fayçal Fajr Vedası, Orta Saha Transferi, Karol Angielski”
İlk ve benim nezdimde Sivasspor’un en önemli gündem maddesi Fayçal Fajr’ın ayrılığı oldu. Geçtiğimiz sezonda Sivasspor’un oyun fikrinin en önemli parçalarından olan uzun toplarla boş alanlara kanalize olma planının uygulanması ve sahaya sürülmesi noktasında ligin ve Sivasspor’un en önemli ismi olan Fayçal Fajr, teklif beklediği, devam etmek istediği bir düzlemde beklediği teklifi alamayarak Suudi Pro Ligi takımlarından Al-Wehda ile sözleşme imzaladı.
Ben önceki yazılarımda Fayçal Fajr’ın ayrılığını, camianın böyle bir ismi kaybetme tehlikesini göze alamayacağı fikri üzerinden değerlendirerek pek ihtimal dahilinde değerlendirmiyordum, ki transferde geçen Badou Ndiaye isminin de Fayçal Fajr’la olan oyuncu profil benzerliği dolayısıyla teknik yapının içinde bulunabileceği aksaklıkları değerlendiriyordum ancak bu ihtimali mercek altına aldığımız tarihten geçen 25 gün içerisinde ne Fayçal Fajr Sivasspor kadrosunda kaldı, ne de Badou Ndiaye Sivasspor kadrosuna dahil oldu.
Bunu bir yönetim hatası olarak değerlendirmekte beis görmüyorum, zira ligimizin oyun istikrarı en yüksek isimlerinden birini – ki bu ismin kupa kazanılan sezonun oyun stratejisinin kritik noktalarında olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda – kaybetmek işin içerisinde farklı detayların olmadığı takdirde, bir B plansız girilebilecek bir top değil.
Bu durumu Rıza Çalımbay’ın kendi oyun felsefesini daha rahat inşaa edebileceği bir kadro kurma çabası içerisinde olduğu ve Fayçal Fajr’a bu anlayışta yer vermeyeceği üzerinden yorumlamak mümkün, ancak Fayçal Fajr ligimizin pek çok oyun anlayışına uyabilecek çok yönlü bir orta saha oyuncusu.
Kendisinin vedasının ardından yapılacak hamlenin önemli olduğu aşikar.
Orta saha mevkisinde Fayçal Fajr’ın yaratacağı boşlukla ilgili hamlelere de şahit olduk bu süreç boyunca. 2015 yılında Çaykur Rizespor’da Türk futboluna adım atan ve 2020-21 sezonunda da Sivasspor forması giymiş olan Robin Yalçın, Sivasspor’la tekrar anlaşmaya vardı.
2021 yılında transfer olduğu Paderborn’la Bundesliga 2’de 15’i ilk 11, 25 maça çıkan ve iyi çıkardığı birkaç maçın dışında genel hatlarıyla ortalama bir performans veren Robin Yalçın, ligimizde hareket mekanizması iyi çalışan, defansif müdahale kabiliyetinin dışında geçiş oyununa bir hayli müsait pas becerilerine sahip bir oyuncu profili veriyordu.
Özellikle Çaykur Rizespor döneminde zirve performansı verdiği 2016/2017 sezonunda 1. bölge ile 2. bölgeyi bağlayan aralığı iyi dolduran, mücadeleci bir orta sahaydı.
Kendisinin iyiyden iyiye bir stoper oyuncusuna dönüştüğünü, lakin Ön Libero ve Sağ Bek’te de oynamaya teşne olduğunu söylersek, Sivasspor ayağı top yapabilen, defanstan çıkmaya yardımcı olabilecek hem ilk 11 bandında, hem de üst profil bir ismin transferi ihtimalinde alternatife dönebilecek bir bantta oyuncu transferi yaptı, bu transferi maliyeti ve oyuncu profili bakımından beğendiğimi söylemem gerekiyor.
Transferde adı geçen bir diğer orta saha oyuncusu da Atromitos forması giyen Charis Charisis oldu. Kendisi hakkında kısıtlı bilgi sahibi olduğum kadarıyla, fiziksel kapasitesi yüksek defansif yönü ağır basan, ortalama bir merkez oyuncusu profili çizdi.
İsmi ile Sivasspor’un mevcut ihtiyacını çok doldurabildiğini düşünmediğim gibi, sanıyorum ki bu transferde çok aşama kaydedilmiş gibi de görünmüyor.
Robin Yalçın’ın oyuncu paketi olarak, hem sahaya koyduğu oyun karakteri, hem de yerli bir oyuncu olması Charisis’in cevap verdiği ihtiyaçları fazlasıyla yerine getirdiğini, kendisindense Fayçal Fajr benzeri profil veren ve maliyeti de gerçekçi olabilecek Aytaç Kara ismine yönelinebileceğini düşünüyorum.
Yerli rotasyonunun gitgide önemli olduğu bir lig dinamiğinde, fazlasının da sağlanamadığı takdirde Galatasaray’da da gözden çıkarılan mevzubahis ismin iyi bir alternatif olabileceğini düşünüyorum.
Santraforda da hamle beklenilen Sivasspor’da Karol Angielski ismiyle de görüşmelerin olduğu ulusal yayın organlarında ve ulusal ölçekte haber yapan muhabirleri merceğinde yer aldı.
İstatistiksel bir değerlendirme ve küçük bir oyuncu izlemesi ile birlikte, alan kat eden ve çizgiye inen bir oyuncu profilinden ziyade, ceza sahasını bir hayli iyi kullanan sol ayaklı bir santrafor profilini görmek pek zor olmadı Karol Angielski hususunda.
Polonya’nın defansif müdahale ortalaması düşük bir lig olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda bu ne denli bir fikir verir bunu değerlendirmek de gerekiyor ama, oyuncunun ana planın topu tehlikeli bölgeye taşımak olduğu bir oyun düzleminde alan serbestliği bulabilirse faydalı olabileceği kanaatindeyim.
Son olarak ikinci etap kamp programı da açıklanan Sivasspor, Avusturya’da geçireceği dönem boyunca Sigma Olomouc, Sharjah FC ve Szombathelyi Haladas ile 20-25 Temmuz arasına sıkıştırılmış 5 gün içerisinde maça çıkacak.
3 ayrı ülkenin, 3 ayrı segment takımı ile karşılaşacak olan Sivasspor, bilinçli olarak planlandığını bilmemekle beraber, takımı farklı planlarda değerlendirme imkânı bulabileceği, çeşitli bir kamp programı yapmış oldu.
Bu süreçte ihtiyaç duyulan parçalarla ilgili ne kadar olumlu adım atılırsa o kadar iyidir. Umarım kamp dönemi Sivasspor’un kendini görmesi açısından olumlu bir dönem arz eder.
Büyük Sivas Haber