Sivasspor, Cluj deplasmanında hikayesi itibariyle bir hayli ilginç bir maçtan galibiyetle ayrıldı. Temsilcimizin bu sezon çıktığı dördüncü, Konferans Ligi gruplarında çıktığı ikinci maçında bulduğu 1-0’lık galibiyet 2022/23 sezonunun Sivasspor adına ilk galibiyeti olma özelliği de taşıyordu.
Köşe Yazarımız Ertuğrul Dalbastı Yazdı “Cluj 0-1 Sivasspor: Bir garip Avrupa galibiyeti”
Grubun birinci maçı olan Slavia Prag maçını değerlendiremediğim için, o maça da küçük çaplı bir yaklaşımda bulunarak bu maça geçiş yapmak daha doğru olacaktır. Sivasspor, sezonun başından beri yaşadığı bariz oyun kurma eksikliğini belli ki oyuncu portföyü geniş, turnuvanın yapısı sebebiyle oyunu da aynı derecede geniş düzlemde oynayan, geniş alanlara entegre olmaya çalışarak oynayan rakiplerine karşı daha rahat oyuna ortak olabildi, oyununu daha rahat kanıtlayabildi.
Zira, Slavia Prag gibi oyunu ön alanda kuran, ancak hatları daha yakın olan takımlara karşı, Sivasspor’un kompakt savunması geçilmesi zor bir yapı konumundaydı. Sivasspor’un zaman zaman uzun topların, zaman zaman Dia Saba’nın ve Max Gradel’in dar alan becerilerinin sonucu olarak bulduğu pozisyonlardan skor da beraberinde geldiğinde sonuç tam Rıza Çalımbay’ın isteyeceği kıvama gelecekti.
Sivasspor, bu oyun anlayışını Avrupa sahnesinde bir randıman malzemesi haline getirip, sonucunu da grubun demirbaşı olarak niteleyebileceğimiz Slavia Prag’tan alınan 1-1’lik beraberlikle – bu sonucu iyi olarak nitelemek pek tabii mümkün – alsa da, Çalımbay’ın şüphesiz kapalı savunmayı aşma problemi söz konusu. İstanbulspor maçında yaşanan sonuçsuzluk da böyle aktarılabilir.
Gelelim Romanya deplasmanına… İşin teknik boyutunu bir kenara bırakarak, Sivasspor’un yaşadığı fıkralara konu olabilecek hikayeye göz atmamız gerekiyor. 21. yüzyılın modern futbol dünyasında, teknolojinin bilimum nimetlerinin futbola entegrasyonu gündemleri süslüyorken, daha kendi formasını muhafaza etmekten aciz konuma düşmek, Sivasspor’un yaşadığı “kurumsallaşamama” sonucunun bir örneğidir.
Sen ilerlemeyi düşünmen gerekirken, kalecisi “Tony Montana”, oyuncu grubu “Nike”, antrenörü “Puma” giyen bir takımın karşılaştığı durumu değil insanlık hali olarak karşılamak, rezillik tabirini kullanmak bile yetmeyecektir. Bu durumu bir hayli komik bulduğumu söylemem gerekli.
Saha içine geçtiğimizde de, Rıza Çalımbay’ın dersine iyi çalıştığını, başarılı olduğu yapıyı doğru koruduğunu düşünüyorum. Maçın başından itibaren Cluj daha etkin olan, sahanın genelini kullanan, hücum hattındaki Yeboah ve Janga’yı ceza sahasında sık sık topla buluşturan taraf oldu.
Rumen temsilcisinin absürt derecede önde kurulan savunma hattı – 2. bölgeden başlayan bir yapı – Sivasspor’un mevcut hattını kırmak için organize edilse de, Goutas-Appindangoye ikilisinin olumlu oyununa Ali Şaşal’ın gününde olması da eklenince bambaşka bir defansif yapı bizleri karşıladı.
28. dakikada kazanılan penaltıyı Gradel’in gole çevirmesi, Sivasspor’un oyunda daha rahat olmasını da beraberinde getirecekti, nitekim oyunun kalanında 70 dakikaya yakın oynanan süre boyunca kompakt yapısını doğru koruyan, zaman zaman iyi, altı dolu hücumlarla rakibi de yoklayan bir takım vardı.
Bireysel performanslardan altını çizdiği Goutas, Appindangoye ve Ali Şaşal’ın dışında, Charisis ve Ulvestad orta sahadaki dengeyi bir hayli iyi sağladı. İki oyuncunun girdikleri 22 ikili mücadelenin 14’ünde başarılı olması ve bu alanda Cluj’un çoğalmasını, merkezden üstünlük kurmasını olabildiğince engellediler.
Angielski’ye de bir parantez açmak gerekiyor, zira kaçırdığı kritik 1-2 pozisyon dışında oyunu oynamaya, alan bulmaya olan gayreti takdire şayandı. Bu konudaki tek eleştirim Angielski’nin oyun şekline uygun bir hücum setinden yoksunluk.
Angielski’nin yayda üstünlük kuran, fiziksel ve teknik kapasitesi bu konuda yeterli profiline karşın Sivasspor, Rumen rakibinin 18 olan rakip ceza alanda şut imkanı bulma istatistiğine 5 şutla yanıt verdi. Bu setlerin daha net, daha direkt ve sonuç odaklı olması gerekiyor.
Dia Saba’nın fiziksel eleştirilere rağmen Sivasspor’a entegre olduğunu, oyunun daha fazla yansıtacağını düşünüyorum. Rıza Çalımbay’ı aldığı galibiyette tebrik ediyorum.
Büyük Sivas Haber