Geçtiğimiz gün, Habertürk yazarı Sevilay Yılman akıl almayacak bir başlıkla ve Sivaslıların asla hatırlamak istemedikleri ve son zamanlarda gündeme çıkan bilgi ve belgelerle Sivas’ın adına sürülen bir kara leke olduğu anlaşılan Sivas olayları na atıfta bulunarak köşesinde bir yazı paylaşmıştı.
Kayseri’de düzenlenen kitap fuarında yaşanan bir olayı, Sivas’ta yaşanan talihsiz olaya benzeten Sevilay Yılman, yazısına Ya Kayseri Sivas’laşsaydı? diyerek Sivas’ı akıl almayacak bir yere koymuştu.
Sivaslılar Sevilay Yılman’ın acilen bu yanlıştan dönmesini, Sivaslılardan özür dilemesini bekliyordu.
Büyük Sivas olarak konuyu gündeme taşımız Sivas’ın yetkililerininde bu duruma sessiz kalmayarak önümüzdeki günlerde konuya gereken tepkiyi koyacaklarını temenni etmiştik.
Konu Sivas Olayları! Sivaslı Yetkililerden Tepki Yok! Şaşkınız!
Sivas’ın Bütokrat, Siyasetçi, STK, Spor vb. yetkililerinden kimsenin Sevilay Yılman’ın bu talihsiz benzetmesine tepki göstermemiş olması akıllara durgunluk verdi.
Özellikle sosyal medyada çok sayıda Sivaslı Sevilay Yılman’a gereken tepkiyi #SevilayYilmanSivastanOzurDile Hashtag’ına mesajlar atarak gösterdi… Sivas Kamuyou en azından Sevilay Yılman’a bu konuda yetkililerin de tepki koymasını bekliyor.
Sivaslı Vatandaşların Sevilay Yılman’a Olan Tepki Mesajları
Sevilay Yılman’ın Köşesinde Paylaştığı Talihsiz Yazı
Sevilay Yılman’ın köşesinde paylaştığı yazı şu şekilde:
Ya Kayseri Sivas’laşsaydı?
ÖNCEKİ gün Kayseri’de, büyükşehir belediyesi tarafından düzenlenen 1’inci Kitap Fuarı’nda korkunç bir olay yaşandı. Yazılan çizilene göre olay basit bir protesto gibi falan algılanabilir ama videoları izleyince olayın vehametini anlıyorsunuz. Allah korumuş da ikinci bir Sivas vakası yaşanmamış değerli okurlarım. Yaşanabilirdi de inanın! Eğer o anda polis orada olmasaymış ve “Antikapitalist Müslümanlar” adıyla tanınan oluşumun önemli isimlerinden ilahiyatçı İhsan Eliaçık’ın çevresinde önlem almasaymış, şu anda belki de bu yazıda başka bir şeyler anlatıyordum. Olay nasıl başladı, ne için başladı hiç mühim değil. Mühim olan kitabını imzalamak üzere fuara davet edilen bir yazara karşı duyulan öfkenin eyleme dönüşmesi, buna müsaade edilmesidir. O 20 kişi birden bire orada toplaşıp saldırıya geçmemişlerdir eminim. Muhakkak o grubun oluşmasına birileri önayak olmuştur ve yol açmıştır. Buna ister provokatörlük deyin isterse başka bir şey, ama Kayseri’de yaşanan olay “Oldu ve bitti” ile geçiştirilecek bir şey değil. Bu işin arkasında kim ya da kimler var ve o 20 kişi hangi akla hizmet amacıyla Eliaçık’a linç girişiminde bulunmaya kalktı, muhakkak soruşturulmalıdır.
Tekrar ediyorum… Eğer o anda polis orada olmasaydı ve anlık refleks gösterip o linç girişimine müdahalede bulunmasaydı sonuç bambaşka olacaktı kesinlikle. Bu tip saldırganlıklar protesto hakkı ile falan açıklanamaz. Bu tip saldırganlık memleketin ayrışmada geldiği noktaya delalet eder. O yüzden cezasız kalmamalı bu olayın sorumluları kim ya da kimlerse. Eğer bu olayın üzerine “Oldu, bitti, geçti nasıl olsa” deyip yatılırsa bu işlerin devamına resmen işaret fişeği çakılmış gibi bir durum söz konusu olur.