Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, Sivas’ta görülen bir boşanma davasında, eşine fiziksel şiddet uygulayan erkek ile büyü ve muska işleriyle uğraşan, sosyal medyada paylaşımlar yapan kadını eşit kusurlu buldu. Bu karar, boşanma davalarında eşit kusur değerlendirmesi açısından önemli bir emsal teşkil ediyor.
Sivas’ta Büyü ve Muska Yapan Kadın Boşanma Davasında Kusurlu Bulundu!
Olayın Detayları
Sivas’ta yaşayan bir kadın, eşinin kendisine sürekli hakaret ettiğini, gurur ve onur kırıcı eylemlerde bulunduğunu, fiziksel şiddet uyguladığını, sokak ortasında öldüresiye dövdüğünü, araba ile çarpmaya ve ezmeye çalıştığını ileri sürerek boşanma davası açtı ve tazminat talebinde bulundu.
Erkek ise eşinin yaşadıkları evi ve eşyaları beğenmediğini, ekonomik gücünün yetmeyeceği isteklerde bulunduğunu, kendisinden tiksindiğini belirterek rencide edici sözler söylediğini, kendisini sevmediğini ve boşanmak istediğini söylediğini iddia etti. Ayrıca eşinin sosyal medyada oynadığı videoları yüklediğini ve bu paylaşımlara cinsel içerikli yorumlar yapıldığını öne sürerek, evlilik birlikteliklerinin temelinden sarsıldığını savundu.
Yerel Mahkemenin Kararı
Sivas 2. Aile Mahkemesi, her iki tarafı da eşit kusurlu sayarak, tarafların boşanmalarına karar verdi. Mahkeme, kadına hakaret eden, fiziksel şiddet uygulayan erkek ile büyü, muska işleriyle uğraşan, sosyal medya platformunda videolar paylaşan kadını eşit derecede kusurlu buldu ve karşılıklı tazminat taleplerini reddetti.
Temyiz ve Yargıtay Kararı
Kararın ardından taraflar, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi’ne istinaf başvurusunda bulundular, ancak başvuruları reddedildi. Bunun üzerine yerel mahkeme kararını temyiz eden tarafların dosyası, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafından incelendi.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını onadı. Kararda, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediği ifade edildi ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370. maddesi gereği hükmün onandığı belirtildi.
Bu karar, eşler arasında fiziksel şiddet, hakaret, sosyal medya kullanımı gibi konularda eşit kusur değerlendirmesi yapılabileceğini gösteren önemli bir örnek olarak hukuk literatürüne geçti.
