Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkan Yardımcısı Doğan Ürgüp, Erzurum’da yapılan bölgesel istişare toplantısına katıldı. Burada açıklamalarda bulunan Genel Başkan Yardımcısı Ürgüp, PKK ile mücadele kapsamına ve Başkanlık sistemi hakkında önemli açıklamalara değindi.
Ürgüp, konuşmasında “Biz haksızlıkların, zulümlerin, adaletsizliklerin olmadığı, kişi hak ve hürriyetlerin tam olarak yaşatıldığı, tam demokratik adil bir Türkiye istiyoruz. Bunu eğer başkanlık sistemi getirecekse, olabilir. Yarı başkanlık sistemiyle bu sağlanacaksa, bu da olabilir. Parlamenter sistemle bu durum sağlanacaksa, o da olur” ifadelerine yer vererek şunları kaydetti:
“Türkiye 32 yıldır terör örgütü PKK ile mücadele etmekte ve her geçen günde problem büyüyerek devam etmektedir. Terör örgütüne karşı yürütülen mücadeleyi sonuna kadar desteklemekteyiz. Bu mücadelenin örgütün bütün unsurlarına karşı yapılması gerekmektedir.
Suriye’nin kuzeyinde PYD ve YPG’nin ittifaklar kuracak kadar güçlü bir hale getirilmesinin yanlış politikaların sonucu olduğunu düşünüyoruz. Bundan sonraki mücadele şeklinin daha kararlı ve azimli doğru bir zeminde yapılması gerekmektedir.
Terör örgütüne karşı yanaşık düzen eğitimi almış sözleşmeli er ve erbaşlarla verilen mücadele, PKK terör örgütüne karşı yeterli başarıyı maalesef elde etmemizi engellemektedir. Ve bölgedeki verdiğimiz şehit sayısı her geçen gün artmaktadır. Bu duruma mutlaka en kısa zamanda çözüm bulunması lazımdır. Özel Mobil birliklerin devreye sokulması lazımdır. Dolayısıyla daha aktif ve kararlı bir mücadelenin, mümkün ise hiç zayiat verilmeden, azimli bir şekilde sürdürülmesi gerekmektedir.
Çocukları PKK’dan korumak için tecrübeli ve vatansever öğretmen kadrosunun şart olduğunu düşünüyoruz. Terör Örgütü PKK çizgisinde olupta bu şekilde eğitim veren öğretmenlerin ve diğer PKK Kadrolarının tasfiye edilmesi kamudan ihraç edilmesi gerekmektedir. Böyle giderse PKK o bölgedeki gençleri dağa çıkarmaya, beyinlerini yıkamaya devam eder.
Musul Operasyonun da PKK’nın PYD ile yer aldığı görülmektedir. Terör örgütünün bölgede meşrulaşmaması için, Türkiye’nin kararlı adımlar atması gerekmektedir. Türkiye, Musul Operasyonunda yer almalıdır. Sadece hava Operasyonunda bulunmanın yeterli olmadığını söylüyoruz.
Bu şekilde Türkmenler için, bölgedeki Arap ve Kürtler için bir şemsiye vazifesi görmeli ve bunların zarar görmemesi ya da en az zararla bu operasyondan çıkmalarının önünün açılması, hem de Musul’un statüsünün korunması adına ve gelecekte ki statüsünün şekillenmesi adına etkin bir rol oynamalı, mutlaka Türkiye o masada olmalıdır.
Hem sahada olmalıyız, hem masada olmalıyız.
Fırat’ın doğusu batısı diye bir sınır çizilemez. Fırat Kalkanı Operasyonunda, Türkiye’ye bir sınır çizmenin doğru olmadığını dile getiriyoruz. Fırat’ın doğusunda da, batısında da ne olursa olsun YPG/PKK yok edilmelidir.
Nerede olursa olsun asla bu terör örgütlerinin varlığına müsaade edilmemelidir.
Biz Büyük Birlik Partisi olarak, kurulduğumuz günden bu yana şunu savunuyoruz;
Bu sistemin, bu düzenin değişmesi gerekir. Biz bu sisteme ve düzene karşıyız derken kastettiğimiz; Antidemokratik darbe anayasasıyla yönetilen düzene karşı olduğumuzu söylüyoruz.
Biz haksızlıkların, zulümlerin, adaletsizliklerin olmadığı, kişi hak ve hürriyetlerin tam olarak yaşatıldığı, tam demokratik adil bir Türkiye istiyoruz.
Bunu eğer başkanlık sistemi getirecekse, olabilir.
Yarı başkanlık sistemiyle bu sağlanacaksa, bu da olabilir.
Parlamenter sistemle bu durum sağlanacaksa, o da olur.”
“SİSTEMİN ADINA SABİTLENMİŞ DEĞİLİZ”
Sistemin adına sabitlenmediklerine vurgu yapan Genel Başkan Yardımcısı Ürgüp, adil bir sistem istediklerini, muhalefet partilerinin tekliflerini net olarak ortaya koymaları gerektiğini belirtti.
Ürgüp, “Biz sistemin adına sabitlenmiş değiliz. Sistemin mahiyeti daha önemlidir.
Gerçekten kuvvetler ayrılığı prensibini tam olarak sağlayacak ve milletin arzu ettiği manada demokratik sivil bir anayasaya Türkiye’yi kavuşturacak ve herkesin, kendisini birinci sınıf vatandaş hissettiği, adalete olan güvenin tam olarak sağlandığı, hak ve hürriyetlerin önündeki tüm engellerin kaldırıldığı, hiçbir kimsenin ötekileştirilmediği, seçim kanunu ve seçim sisteminin adil olduğu, siyasi partiler yasasının demokratik ve adil olduğu bir sistem istiyoruz.
Muhalefet partilerinin yeni anayasa ve başkanlık sistemiyle ilgili tartışmalarda tekliflerinin net olarak ortaya konulması gerekir.
İktidar partisinin de bu konuda ki tekliflerini ortaya koymasını beklemekteyiz. Taslak geldiğinde nasıl bir sistem öneriliyor, sistemin içerisinde neler vardır elbette ki bunları gördükten sonra değerlendirmemizi yapacağız. Görüşümüzü ve kararımızı ondan sonra açıklayacağız. Şimdiden bir karar veya görüş beyan etmenin eksiklik olacağını düşünüyoruz. Türk Milletinin ve Devletimizin hayrına olan her ne ise bugüne kadar onun yanında durduk, bundan sonrada aynı metodla hareket edeceğiz.
Türkiye’de bir Ekonomik krizin var olduğunu kabul etmek gerekir. Ağır bedeller ödemek yerine, hafif kontrollü bedellerle sürecin aşılması gerekmektedir. Kemer sıkılması gerekiyorsa; kemer sıkalım, tasarruf edilmesi gerekiyorsa; tasarruf edelim. Üretimi ve istihdamı artırıcı tedbirleri, alalım. Sanayicinin ve tüccarın kullanmış olduğu kredi maliyetlerinin, Sayın Cumhurbaşkanı’nın da her defasında belirttiği gibi düşürülmesi lazım. Bu konuda özellikle kredi kurumları konumunda bulunan bankalarımızın tutumlarını bir daha gözden geçirmelerini tavsiye ediyoruz.
Türkiye’deki bütün süreçlerin hukuk içinde yürütülmesinden yana olduğumuzu beyan ediyor, hepinize saygılar sunuyorum.”