DOLAR 35,6300 % 0.17
EURO 36,9851 % -0.27
STERLIN 43,7473 % -0.27
FRANG 39,1969 % -0.13
ALTIN 3.125,12 % 0,83
BITCOIN 104.560,55 -2.842

“WhatsApp’tan Yönetmek”

Yayınlanma Tarihi : Google News
“WhatsApp’tan Yönetmek”

Ömer Emir Doğan’ın “WhatsApp’tan Yönetmek” isimli köşe yazısı;

“WhatsApp’tan Yönetmek”

Duygu, düşünce, bilgi ve isteklerimizi bir başkasına aktarma sürecine genel olarak iletişim diyebiliriz. Günümüzde en büyük değişim ve gelişim iletişim alanında yaşanmakta. Yaşamın olmazsa olmazlarından biri iletişim olduğu içindir belki de bu gelişimin nedeni.  Duman, posta güvercinleri, , ıslık gibi eski iletişim biçimleri bugünün çocuklarına masal gibi geliyor. Çünkü bugünün iletişim biçimleriyle geçmiş iletişim biçimleri kıyaslanamayacak kadar farklılaştı. Yakın zamanların en yaygın haberleşme biçimlerinden biri olan gazeteler bile eski önemini kaybetti artık. Günümüz toplumlarının çoğu haber ihtiyacını internetten karşılar oldu.

Özellikle kitle iletişim araçlarındaki gelişmeye paralel olarak, iletişim alışkanlıklarımızdaki değişimin hızı da çok yüksek. Artık sadece yazılı ya da sesli değil; hem yazılı, hem sesli hem de görüntülü olarak aynı anda iletişim kurabiliyoruz. Yani yazdığımız ucu yakılmış bir mektubun aylar süren bir maceradan sonra cevabının tekrar elimize ulaşmasını beklemiyoruz. Bugün anlık iletişime imkân veren, tam sayısını dahi bilmediğim onlarca WhatsApp türevi elektronik haberleşme-posta programı var. Bunlar içerisinde en çok kullanılanı Amerika kökenli WhatsApp. Bu uygulama arkadaş gruplarında, aile gruplarında, sınıf-öğrenci gruplarında, kurum ve yönetici gruplarında sıklıkla kullanılıyor. Hatta bu grupların çoğu, “WhatsApp Grubu” olarak oluşturuluyor zaten. Bu gruplar o kadar yaygınlaştı ki, “WhatsApp Kullanımında Dikkat Edilmesi Gerekenler” başlıklı makaleler dahi yayımlandı. Fakat bu makalelerin de kâr etmemesi nedeniyle sadece grup yöneticilerinin mesaj gönderebildiği şekilde grup ayarları düzenlenmeye başlandı. Çift yönlü iletişimden tek yönlü iletişime doğru bir anlamda geri gidiş, çok fazla iletişimin iyi olmadığı durumunu özetleyen, “çok muhabbet tez ayrılık getirir” sözünü de bir kez daha hatırlattı.

İnternet ve telefon üzerinden kullanılan, sadece bir uygulama olan WhatsApp, 2014 yılında on dokuz milyar dolara satın alınmıştı. Bugün piyasa değeri yüz milyar doları geçen sosyal medya uygulamaları var ve bunların gelirleri çoğu ülkenin gayri safî milli hasılasından fazla. Birileri laf olsun diye bu kadar büyük paraları verip bu sosyal medya ağlarını satın almıyorlar. Elbette verdiklerinden çok daha fazlasını kazanmak amaçlarıdır. Fakat tek başına kazanç peşinde olmadıklarına dair söylenenler de çok.

ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA), kurduğu özel şirketler üzerinden siber casusluk faaliyetleri yürütüyor. Örgütün yeni kurduğu Dijital Yenilik Müdürlüğü, faaliyetlerini sözde risk sermayesi şirketi In-Q-Tel üzerinden saklıyor. In-Q-Tel ise hassas robotlar, “iç tehditleri” tespit etmek için tasarlanmış bilgisayar algoritmaları ve devasa verileri derinlemesine inceleyecek yapay zekâ gibi teknolojilere yatırım yapıyor. İnternet gazetesi TheIntercept´in elde ettiği belgeye göre, In-Q-Tel´in kaynak sağladığı halde ismini duyurmadığı 38 şirketin odağında sosyal medyaya ulaşım ve gözetleme bulunuyor. Dataminr, Geofeedia, PATHAR ve TransVoyant dâhil çok sayıda teknoloji şirketinin ismi belgede yer alıyor. CIA´in yeni kurulan Dijital Yenilik Müdürlüğü son teknolojiyi örgütün istihbarat yetenekleriyle bütünleştirmek için In-Q-Tel üzerinden çalışıyor.” (Bkz: https://www.yenisafak.com/ekonomi/ciain-sosyal-medya-sirketleri-2452531) Ba

Başka bir haberde ise; Google´ın yabancı e-posta hesaplarını FBI´a açtığını öğreniyoruz. “Philadelphia Bölge Mahkemesi´nin aldığı kararla ABD dışındaki veri tabanlarda bulunan e-postaların veri erişimi denetime açık olacak. Philadelphia Bölge Mahkemesi aldığı kararında Federal Soruşturma Bürosu´nun (FBI), teknoloji şirketi Google´ın ABD dışında bulunan e-posta sunucularında kayıtlı verilere erişimine izin verilmesi gerektiğini duyurdu.” (bkz: https://t24.com.tr/haber/google-yabanci-e-posta-hesaplarini-fbia-acti,387219)

Ali SAYDAM, 14 Eylül 2019 tarihli Yeni şafak Gazetesinde konuyla ilgili “Facebook Bagajlarından Zor kurtulur” başlıklı ilginç bir yazı kaleme aldı.  “Facebook, WhatsApp, Instagram ve Messanger aynı kuruluşa ait markalar. Geçenlerde bir dostumuz söz etti. Arkadaşlarıyla bir konu hakkında WhatApp´ta yazışmışlar. Üzerinden birkaç dakika geçmeden aynı dostumuzun Instagram hesabına, yazıştığı konuyla ilgili reklam bildirimleri akmaya başlamış… Dostumuzun durumdan şüphe ettiğini söylemeye gerek yok. “Bizi dinliyorlar mı?” İddia doğruysa, Amerikan Bloomberg sitesine konuşan bir kişi, Messanger konuşmalarının dinlendiğini ve bu konuşmaların yazıya dönüştürülmesi için Facebook tarafından kendilerine verildiğini açıklamış… Gizlilik ayarlarıyla Facebook kullanıcılarının neyi görüp neyi görmeyeceğini belirleyebiliyoruz da Facebook´un her şeyi görmesini engelleyemiyoruz. Zaten tüm skandal da buradan çıkmıyor mu?” diyor ve ekliyor: “Aslında boş yere ağlaşmanın anlamı yok. Mesajlaşma uygulamaları olarak Çin, WeChat´i, Güney Kore ise Line´ı kurmuş… Gizlilik konusunda iddialılar, bildiğimiz kadarıyla henüz bir ihlal de yaşanmamış… Ya kendi alternatifinizi üreteceksiniz ya da hedef kitle segmentasyonuyla insanlara erişmek için Facebook/Instagram ya da Twitter´ın kucağına düşeceksiniz” diyor. (bkz:https://www.yenisafak.com/yazarlar/alisaydam/facebook-bagajlarindan-zor-kurtulur-2052732)

Hülasa, sosyal medyalı günler geleli beri, artık mesailer 17:00 de bitmiyor. 7 gün, 24 saat işimizle ilgili bilgi paylaşıyoruz. Vakitli-vakitsiz bir duyuruyu anında ilgililere gönderiyoruz. Hatta birçok bakanlık biriminin de WhatsApp üzerinden haberleştiğini, talimatlar verdiğini de duyduk.  En son akşam haberlerinde kulağıma takıldı. Sayın Başkanımız R.Tayyip ERDOĞAN, Büyükşehir Belediye Başkanlarını Ankara´ya çağırmış. Toplantı sonrasında başkanların WhatsApp Grubu kuracakları, hızlı bilgi alış-verişi yapacakları ve hızlı iletişim kuracaklarından dem vuruluyor. Yukarıda aktardıklarımı ve daha fazlasını okuyunca; “Yapmayın başkanlar be, koca koca devlet adamlarısınız. WhatsApp´ı dedeniz mi kurdu ki WhatsApp´tan bilgi paylaşacaksınız. Paylaştığınız her bilgiyi Amerika ile de paylaştığınızı bilmez misiniz” demekten kendini alamıyor insan. Unutmayalım ki; bu tür sosyal medya organlarının merkezi neredeyse tüm bilgiler orada toplanıyor. Bu sistemler varken, casusluk yaptırmak için ajan yetiştirmeye gerek yok. Ajanlar hepimizin cebinde. Akıllı telefonlar varken polise gerek yok. Her şey orada kayıtlı ve istenildiğinde şak diye önünüze çıkarılıyor.

O halde bize ait olanı kullanacağız, bize ait olanı üreteceğiz. Daha iyisini yapacağız, bizim ürünümüz kullanılacak ve bilgiler bizde depolanacak. Bu anlamda BİP yerli bir ürün olarak kullanılabilir ve en azından kamu görevlilerinin yerli sosyal medya üzerinden haberleşmeleri zorunlu bile tutulabilir. Güvenlik bu başka bir şeye benzemez. Aristo ile bitirelim: “Konuşma sanatını bilen adam düşündüklerinin hepsini söylemez. Fakat söylediklerinin hepsini düşünür de söyler.”

Es-selam…


YORUM YAP

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.