Akıncılar ilçesi : Sivas’a 210 km uzaklıktadır. Önemli tarihi eserleri; Hatipoğlu Camii, Bahattin Şeyh Türbesi, Yusuf Şeyh Türbesi, Doğantepe ve Erence köylerinde Bizans dönemine ait olduğu sanılan iki kaledir.
Akıncılar İlçesi Tanıtımı
Tarihçesi : Tarih şimdilik bize Anadolu’nun en eski sakinlerinin ETİLER olduğunu bildirmekte ve göstermektedir.
Elde bulunan ve görülen bütün tarih ve haritalarda işaret edildiği üzere Etiler’in Kelkit ırmağı havzasını ihtiva eden bir sınıra sahip oldukları bilinmekte ve görülmekte olması sebebiyle Akıncılar ilçe ve köylerinin bulunduğu coğrafik bölgenin en eski sakinlerinin de Etiler olması ihtimali ve varsayımı kuvvetlidir.
Sonrasında: Amazonlar, Kimriler, Meder Ve Persler, Pontlar, Sezar ve Roma İmparatorluğu, Danişmentliler, Mengüçoğulları, Selçuklular, İlhanlılar, Ertana Beyliği, Akkoyunlular Ve Osmanlı İmparatorluğu bölgeye hakim olmuş, bu bereketli topraklar medeniyetlere beşiklik yapmıştır.
Akıncılarla ilgili en kesin bilgiler 1071 yıllarıyla başlamıştır.
•Orta Asya’dan göç eden Türkmen boylarının Anadolu’daki ilk yerleşim bölgelerinden biri olan Akıncılar; Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah’ ın kumandanlarından Emir Danişment’ in Kelkit Havzasını da içine alan geniş bir bölgeyi Selçuklu topraklarına kattığından bölgeye gelen Türkmen boylarından birini şimdiki Akıncılar İlçe Merkezinin 1 km. güneyindeki Söğütlüdere Mevkiine yerleştirmiştir
Söylenen rivayetlere göre burada özellikle keçi besleyerek geçimlerini yapan Türkmen boyunu yapmış olduğu barınaklar ve keçi ağıllarının izlerine rastlanmaktadır. Aynı mevkiide bulunan ve simdi orman içerisinde kalan “Dümdüzleri” ve “Ali Tarlaları” adı verilen boş alanlarıda tarla olarak kullanmışlardır. Buralarda ektikleri mahsûller her nedense ilk yıllarda az olduğundan, kurdukları köy “Az-biter” adını almıştır. Türkçe bir kelime olan “Azbiter” daha sonraları “Azbider” ve “Ezbider” olarak söylenmeye başlanmıştır.
Bölge şimdiki Akıncılar ilçe merkezinin bulunduğu iki ana bölgeye (Yukarı ezbider ‘Ezbider Bâla’ , Aşağı Ezbider ‘Ezbider Zir’) ayrılmış durumdaydı.
•Karahisar-ı Şarki, bugünkü adıyla Şebinkarahisar, 16. yüzyılda, kendi adıyla anılan Karahisar-ı Şarki Sancağı’nın merkez kazasını teşkil etmekteydi. Sancağın kapladığı alan, günümüzde Giresun, Gümüşhane ve Sivas illerinde yer alan ilçelere tekabül ediyordu: Giresun ilinden Alucara, Şebinkarahisar ve Çamoluk; Gümüşhane ilinden Şiran ve Sivas ilinden Koyluhisar, Ortakent, Suşehri, Akıncılar, Gökçekent ve Gölova, Karahisar-ı Şarki sancağına dahil edilmişti. Coğrafi yönden de bir bütün, bir ünite teşkil eden bölge, idari bütünlüğünü, imparatorluk çapında yeniden düzenlemelerin yapıldığı 19. yüzyıla kadar korumuştur..
Bununla beraber büyük seyyah Evliya Çelebide Ezbider’in: Şebinkarahisar toprağında, bağlı, bahçeli memur bir Türk köyü olduğunu yazmış ve Erzurum eyaletine bağlı olduğundan bahsetmiştir.•İlçe Merkezinde bulunan ve halk arasında “Gönen Çeşmesi” diye bilinen fakat asıl adının kitabesinde “Sultan Süleyman” Çeşmesi’ olduğu belirtilen çeşmenin 1647 tarihli kitabesinde Ezbider’in o tarihlerde Şebinkarahisar’a bağlı bir köy olduğu belirtilmektedir. Osmanlıca yazılı olan bu kitabede;
Karahisar-ı Şarkiye bağlı Ezbider köyü Sultan Süleyman Çeşmesi, Allah ona rahmet etsin ve onu affetsin, bu çeşmenin yapılmasına sebep olan. Sultan İbrahim’in oğlu Sultan Mehmet’in Allah mülkünü ve saltanatım daim eylesin” yazılıdır.
Mustafa Kemal ATATÜRK Erzurum’a gidişinde 29 Haziran 1919 da, Kongre dönüşünde ise 1 Eylül 1919 Pazartesi günü İlçe topraklarından geçmiştir. Yolda otomobiline aldığı zamanın Ezbider Mektep Muallimi olan, Sıyrındı’lı Hoca İsmail Efendiyle birlikte Suşehri’ne kadar beraber yolculuk etmişlerdir.
•1860 yılında Suşehri ilçe olduğunda Akıncılar (Ezbider) Nahiye olmuştur.
Akıncılar’da Cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte küçük bir Belediye teşkilatının kurulduğu ve 1932 yılına kadar olan bu kısa dönemde, Hatipoğlu Ali Efendi ve Hüseyin Efendi ile Uğruncalı Tevfik Efendi’nin Reislik yaptıkları bilinmektedir.
•1932’de Akıncılar (Ezbider) Sivas’a bağlanmıştır.
•Nüfus Memurluğu kurulmuş, 1974 tarihinde çıkan yangında Hükümet Konağının yanması nedeniyle Suşehri’ ne nakledilmiştir
•1958 yılında Belediye teşkilatı kurulmuştur. 1962 yılına kadar adı Yukarı Ezbider olan nahiyenin adı bu tarihte ‘Akıncılar’ olarak değiştirilmiştir.
•Akıncılar 20/05/1990 tarih ve 3644 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan kanunla Suşehri’nden ayrılarak ilçe olmuştur.
Coğrafyası :
– 392 km2 yüzölçüme sahip olan İlçenin güneyindeki Kızıldağ İmranlı İlçesiyle, kuzeyinde bulunan Kelkit Çayı da Giresun ile sınır çizmektedir. Kılıçkaya Barajının gölalanı İlçe topraklarının bir bölümü üzerinde bulunmaktadır.
– Akıncılar İlçesinde ortalama rakım 1000 metredir. En yüksek noktası 3015 metre ile İmranlı-Akıncılar arasında sınır olan Peynirli Tepesidir. En düşük rakım Kelkit Vadisindeki 700 metre ile Kayı Boğazı mevkiidir. İlçe merkezinde ise rakım 900 metredir.
– Kelkit havzası üzerinde Ezbider ovası bulunmaktadır. Ayrıca Kızıldağ’da Gökalan, Solhun, Hışhış, Beşoluk, Örtülü ve Killik adlı yaylaları vardır. İlçede ovanın dışında kalan arazi yapısı genellikle engebeli olup, vadi, plato, bozkır ve meralarla kaplıdır.
– İlçe merkezi Kızıldağın kuzey eteğinde bulunan Karadağ’ın Kelkit vadisine bakan yamaçlarında Samsun-Erzurum karayolunun 4 km. güneyinde kurulmuştur.
– Karasal iklim ve Karadeniz iklimi arasında geçiş tipi iklim özelliğine sahip olan İlçede, bu iklim özelliği nedeniyle bitki örtüsü zengindir.
Kültür ve Turizmi :
-İlçe merkezi ve köylerinde tarihi ve kültürel değer çok eskiye dayanmakla beraber tarihi eser sayısı azdır. Akıncılar Yukarı Mahallede bulunan Hatipoğlu Camii en eski camiidir.
-İlçeye bağlı Doğantepe Köyünde Bahattinşeyh Türbesi, Yusufşeyh Köyünde Yusuf şeyh türbesi vardır.
-Doğantepe Köyünde Roma-Bizans devrine ait olduğu sanılan bir kale duvarları mevcuttur.
-Akıncılar merkezde “Deliklitaş” adında bir mağara ya da eskiden kiliseye bağlantısı olduğu sanılan yeraltı tüneli, Doğantepe köyünde Bahattinşeyh deresinde Çilehane adında bir mağara bulunmaktadır.
-2013 yılında Cumhuriyet Üniversitesi Sanat tarihi Bölümü Öğretim görevlileri tarafından İlçemizde Tarihi Eser araştırması yapılmış olup, sonuçları henüz tarafımıza gönderilmemiştir.
-Abdurrahman Köyü Camii giriş kapısı ile mihrabının tarihi eser (Osmanlı Yapısı) olduğu tespit edilmiştir.
-Göllüce köyünde kilise kalıntıları mevcut olup, İl Kültür ve Tabiat varlıklarını koruma kurulu tarafından 30.01.2009 tarih ve 2009/1146 sayılı karar ile Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığı olarak tescil edilmiştir.
Turizm potansiyeli ve altyapı durumu
İlçemiz Doğantepe Köyündeki Bahattinşeyh Türbesi ve Roma-Bizans devrine ait olduğu sanılan kale kalıntısı, Yusufşeyh Köyünde bulunan Yusufşeyh Türbesi, İlçe Merkezinde bulunan Deliklitaş Mağarası ve Göllüce Köyünde bulunan Kilise kalıntısı İlçemizde turizm potansiyeli olarak değerlendirilebilecek yerlerdir. Ayrıca İlçe merkezindeki Kılıçlaya baraj gölü de turizm potansiyeli olarak değerlendirilebilir. İlçemiz merkez ve köylerinde yeterli alt yapı bulunmamakta olup, gerekli alt yapı ve tanıtımın yapılması halinde bu yerler İlçemize katkı sağlayabilir.
FESTİVALLER; Her yıl Ağustos ayını son haftasında Akıncılar Kültür, Sanat ve Kavun yapılmaktadır. Festival, Kelkit vadisinin en uzun soluklu ve yaz mevsiminde bölgede en son yapılan şenliğidir. Bu yıla kadar 11.si yapılan festival 1995 yılından beridir, hem ilçe tanıtımı hem de gurbetteki insanla sıladaki insanı kavuşturup hasret giderme özelliği ile de vazgeçilmez olmuştur.
Camiler; ilçe merkezi ve köylerinde tarihi ve kültürel değeri eskiye dayalı olmakla birlikte yeni camiiler mevcut olup, bunlardan İlçe merkezinde 3 camii vardır. Akıncılar Yukarı Mahallede bulunan Hatipoğlu Camii en eski camiidir.
Türbeler; ilçeye bağlı Doğantepe Köyünde Bahattinşeyh Türbesi, Yusufşeyh Köyünde Yusufşeyh Türbesi vardır.
Bahattinşeyh Türbesi: Hicri 1320 (Miladi 1886) tarihli Sivas Salnamesinin 452. sayfasında;
(Meşhur Allah dostlarından Kara Yakup Gazi, Şeyh Bahaeddin Veli ve Çoban Dede’nin türbeleri ismi geçen ilçede bulunup zaviyeleri hayatta ve faaliyettedir. Adı geçen Kara Yakup Ağa ilk dört büyük halifeden Hz. Ebu Bekri’s-Sıddık (r.a.)’ın temiz neslinden olup zaviyeleri hizmete amadedir. Şeyh Bahaaddin Veli’nin çilehanesi dağın bitiğinde bulunup asasıyla çıkardığı suyun damlaları tesbih tanesi gibi farklı renklerde gözler önünde canlanır) denilmektedir.
Bir yazıya göre de Hazreti Peygamber efendimizin sahabelerindendir, Hazreti Peygamberimizin “Hepiniz bir ok atıp okların bulunduğu istikamete gidiniz ve orada İslamiyet’i yayınız” emrine uyar. Şeyh Bahattin Hazretleri de okunu bu köyümüze gelir bulur. Civar il, ilçe ve köyler Bahattinşeyh’in Türbesine gelerek buralarda mevlit okuturlar.
Mağaralar; Akıncılar merkezde “Deliklitaş” adında bir mağara ya da eskiden kiliseye bağlantısı olduğu sanılan yeraltı tüneli, Doğantepe köyünde Bahattinşeyh deresinde Çilehane adında bir mağara bulunmaktadır.
Kalıntılar; Göllüce Köyünde 1800’lü yıllrdan kalma Kilise kalıntısı, Aşağı Yeniköy sınırları içerisinde Çeçen Beyleri zamanından kalma Hamam Kalıntısı bulunmaktadır. Ayrıca İlçe Merkezinde bulunan ve halk arasında “Gönen Çeşmesi” diye bilinen fakat asıl adının kitabesinde “Sultan Süleyman” Çeşmesi’ olduğu belirtilen çeşme vardır.
Sultan Süleyman Çeşmesi (Gönen Çeşmesi) (Akıncılar İlçe Merkezi)
‘1647 tarihli kitabesinde Ezbider’in o tarihlerde Şebinkarahisar’a bağlı bir köy olduğu belirtilmektedir. Osmanlıca yazılı olan bu kitabede; “Karahisar-ı Şarkiye bağlı Ezbider köyü Sultan Süleyman Çeşmesi, Allah ona rahmet etsin ve onu affetsin, bu çeşmenin yapılmasına sebep olan. Sultan İbrahim’in oğlu Sultan Mehmet’in Allah mülkünü ve saltanatım daim eylesin” yazılıdır.
Kaleler; Doğantepe Köyünde Roma-Bizans devrine ait olduğu sanılan bir kale mevcuttur.
Mesire Yerleri; Kılıçkaya Barajı göl alanı kıyısında Kayı boğazı mevkii, Akıncılar Karadağ’da Damdüzleri mevkii, Kılıçköy Koruluğu ve Kızıldağ’da Alaattin Çiftliği ve yöresi yaz aylarında piknik yerleri olarak kullanılır.
Av Turizmi Ve Balıkçılık; Akıncılar ve çevresinde eti yenen av hayvanlarından; tavşan, keklik, ördek avı, ayrıca eti yenmeyen hayvanlardan; kurt, tilki, ve son yıllarda özellikle ziraat ürünlerine fazlaca zarar veren yaban domuzu avı yapılmaktadır. Kızıldağ’da alabalık, Kılıçkaya barajı gölü Kelkit ve Şeyhnigar çaylarında sazan ve yayın balığı avı yapılmaktadır.
Sağlık (Kaplıca) Ve Dağ Turizmi; ilçemizde önemli bir kaplıca bulunmamakla birlikte yapılan araştırmalarda, Eskibağ köyünde Çermik mevkiinde bulunan bir maden suyu kaynağının böbrek ve idrar yolu hastalıklarına iyi geldiği söylenmektedir. Doğantepe Köyünde Bahattinşeyh Türbesi yakınında kaynak olarak çıkan ekşi suyun, içildiğinde böbrek ve idrar yolu hastalıkları, yıkanıldığında ise deri hastalıklarını iyileştirdiği söylenir.
Kış aylarında dağ turizmi imkanları yoktur. Ancak yaz aylarında Kızıldağ gezilmektedir.