Anti-Natalizm ‘Böyle bir dünyaya bebek getirmek zalimlik’ diyenlerin düşünce akımıdır.
Anti-Natalizm Nedir Ne Değildir? İşte Sizler İçin Derledik
Anti natalizm ya da doğum karşıtlığı, doğuma negatif değer veren felsefi bir görüştür.
Bu görüşü savunan anti natalistler, insanların üremesinin ahlâki açıdan kötü olması nedeniyle ürememesi gerektiğini savunmaktadırlar.
Doğmamış olmanın daha iyi olacağı fikrinin hayatta kalan en eski açık ve kesin ifadelerinden bazıları, antik Yunanistan’dan gelmektedir.
Terimin ilk defa Belçikalı aktivist, yazar ve filozof olan Théophile de Giraud’un (1968 doğumlu) L’art de guillotiner les procréateurs: Manifeste anti-nataliste kitabında kullanıldığı değerlendirilmektedir.
Kısa ve özet şekilde üremeden vazgeçiştir çünkü bu dünyaya layık görülmemektedir diyenlerin akımıdır.
Diğer bir deyişle Dünyaya yeni bireyler getirmenin o bireylerin acı çekmesine yol açacağını ve dünyaya zarar vereceğini savunan anti-natalistlere göre çocuk yapmak, bir kişiyi rızası olmadan tehlikeler ve hayal kırıklıklarıyla dolu bir dünyaya itmek anlamına geliyor.
Bunun en bilindik örneği ise Hindistan’da yaşandı
Hindistan’da bir kişi, ‘Beni rızamı almadan dünyaya getirdiler’ diyerek anne ve babasına dava açmaya hazırlandığını söyleyince uluslararası basında haber konusu oldu.
Kendisini ‘anti-natalist’ olarak tanımlayan Raphael Samuel, “Bu dünyada acı çekecekleri bilinerek çocuklar dünyaya getiriliyor. Bu doğru değil” diyor.
Kökeni nedir?
Anti-natalistler, felsefik yapının kökenlerinin Buda’nın öğretilerine ve Antik Yunan felsefesine dayandığını iddia ediyor.
Budizm anlayışındaki ‘Doğum hayat boyu yaşanacak acıların başlangıcıdır’ tezinin anti-natalizmin de yola çıkış noktalarından olduğu ifade ediliyor.
Ancak anti-natalizm yaklaşımına karşı çıkan Budistler, kendi inançlarına göre insanların aydınlanmaya en açık varlıklar olduğu, insanlığın soyunun devam etmesiyle aydınlanma döngüsünün de gelişerek devam edeceğini söylüyor.
Antik Yunan döneminin en büyük trajedya yazarlarından Sofokles de anti-natalistlerin referans noktası olarak gösterdiği isimlerden.Anti-natalistler, Sofokles’in Oidipus Kolonos trajedisindeki “Doğmamış olmak, hiçbir zaman elde edemeyeceğimiz en değerli armağandır” sözlerinin anti-natalizmi işaret ettiğini savunuyorlar.
Anti-natalizmin günümüzde bir düşünce sistemine dönüşmesini sağlayan ise Güney Afrikalı Felsefe Profesörü David Benatar.
Benatar, Türkçe’ye ‘Keşke Hiç Olmasaydık: Varolmanın kötülüğü’ olarak çevrilen kitabında “Sürekli yükseltilmeye çalışılan mutluluk, zevk ve keyif standartları gerçek rakamlara döküldüğünde derin bir içsel sefaleti ve mutsuzluğu gizler. Yeryüzüne adım atmış olmakla insan esasen çekmeyeceği ıstıraplara gebe kalmıştır. Bu yüzden gelecek adına ideal nüfus “sıfır” olmalıdır ve mesken tutulan bu dünya yaşamak, hayal kurmak ve temelinde çocuk yapmak için ideal bir yer değildir” diyor.BBC/Wikipedia
Büyük Sivas Haber