Sema Biçer’ın “Evlilikte Ben-Sen-Biz” isimli köşe yazısı;
“Evlilikte Ben-Sen-Biz”
Sevgili hanımefendi diyorsun ki: Eşim bana sık sık sevdiğini söylesin, Onun için değerli olduğumu hissettirsin, Hayatındaki en önemli kişi olduğumu ifade etsin, Evimizle ilgili kararları bana danışarak alsın, Çocuklarımıza beni kötülemesin, Ailesine beni ezdirmesin, Arkadaşlarımızın yanında beni yüceltsin, Yapmak istediklerimi engellemesin, Ondan istediğim şeyleri geçiştirmesin, zamanında yapsın, Başa başa geçirebileceğimiz zamanlar oluştursun, Yılda bir iki kere karı koca tatile gidelim, Gezerken el ele yürüyelim, Yaptıklarımı takdir etsin, Boş yere harcıyormuşum gibi para hesabı sormasın, Alışveriş yaparken aldıklarıma ‘ne gerek var’ demesin, Ben konuşurken beni dinlesin, gözü telefonunda ya da televizyonda olmasın, Evde aldığını yerine koysun, ortalığı dağıtmasın, Her şeyi söylemek zorunda kalmayayım, bazı şeyleri de ben söylemeden anlasın, Yaptığım hataları sürekli önüme getirmesin, Kilo aldığımı ben de biliyorum, ikide bir söylemesin, Bazen güzel yemek yapamıyor olabilirim, idare etsin, Vb.… Eşin de diyor ki; ‘’Onun istediği her şeyi yapıyorum ama yine de yaranamıyorum. Hep daha fazlasını istiyor ya da o ‘öylemi yapılır’ diyerek beğenmiyor ve beni yargılıyor. Ben de ne yapacağımı şaşırdım. Her duruma söyleyecek bir sözü var. Öyle yapıyorum olmuyor böyle yapıyorum olmuyor, bazen de pes ediyorum yapmıyorum o zaman da kıyamet kopuyor. Ben ondan farklıyım. Bunu bir türlü kabul etmiyor. Her şeyi kendi dediği şekilde olsun istiyor. Kendimce yapıyorum ama ona yapmıyormuşum gibi geliyor. Eşim onu anlamadığımı hatta onu sevmediğimi söylüyor. Öyle olmadığını ona bir türlü anlatamıyorum. Ben onu çok seviyorum. O benim hayatımdaki en önemli kişi. İstediklerini de elimden geldiği kadar yapıyorum. Ayrıca onu sevmesem boşanırım bir dakika bile durmam. Bunu nasıl anlayacak bilmiyorum.’’ Sevgili evli çiftler; Eşler kendilerini tanıyıp bildiklerinde, Birbirlerini gerçek özellikleri ile tanıyıp kabul ettiklerinde, Kendi ihtiyaçlarını kendileri karşılamak için öncelikle kendi yapacaklarına odaklanıp ellerinden geleni yaptıktan sonra beklenti içinde olduklarında, Birbirlerinden beklediklerini suçlamadan, yargılamadan ben dili ile talep ettiklerinde, Memnun olmadıkları durumlar için beklenti koymadan ve talep etmeden önce kendi katkılarını çektiklerinde, İstekleri gerçekleşmeyince kavga etmek, trip atmak, küsmek yerine, iletişimi devam ettirdiklerinde, Birbirlerinin dilini (kadınca – erkekçe) öğrenip kullandıklarında, Sevgi ifadelerinde kendilerinin dışına çıktıklarında, Önce ‘ben’ olabilenlerin sonra ‘biz’ olabileceğini ve biz olunca ‘sen’ in öncelikli olabileceğini ve tüm bu gelişim süreçlerinden sonra ancak bir evliliğin sağlıklı yürütülebileceğini bildiklerinde, Evliliğin yetişkin işi olduğunu, ancak gerçek yetişkinlerin gerçek bir evliliğin hakkını verebileceklerini bildiklerinde, Evlilik ilişkisinde birbirlerinden beklentilerinden daha çok kendileri ve eşleri için kendi yapabileceklerine ya da yapmayabileceklerine odaklandıklarında, Daha az çatışma daha çok coşku ve cıvıltı olur. Denemeye değer! Aslında her şeyin kendi elinizde olduğunu göreceksiniz. Hayal ettiğiniz ilişki, kendinizde gizli…