DOLAR 35,5905 % 0.24
EURO 37,1325 % 1.72
STERLIN 43,9432 % 1.68
FRANG 39,2831 % 1.22
ALTIN 3.099,49 % 0,57
BITCOIN 103.910,96 -2.244

Tiyatro-4

Yayınlanma Tarihi : Google News
Tiyatro-4

Berat Demirci’nin “Tiyatro-4” İsimli Köşe Yazısı;

TRT´den bildiri okuttuklarında sosyal medyaya göz gezdirdim. Gösterge saydığım bazı kişilerin mesajlarına baktığımda umutlarını diri gördüm. Bazı yazarlara baktığımda haberdar olduklarına kanaat getirdim. “Sokağa çıkmanıza gerek yok!” yahut “Panik yapmayın!” türünden mesajlar, nokta adresleri belli ediyordu. Geçmişin bu ayrıntılarının üzerinde fazla durmanın bugün hiçbir anlamı kalmamıştır. İzler bu ülkede o kadar ustaca örtülür ki, kimin yağmur, kimin yarık olduğunu anlayamazsınız.

Çok sürmeden çocuklarımla meydana gittik, Sivas´ta hem sıkıntı yoktu; hem de meydanın ve yolların sivil araçlarla donanmış olması “asayiş berkemal” dedirtiyordu. Hayatın basit bir formülü var: Gücün neye yetiyorsa ve elinden geldiği kadarını yapmak. Çarşıdaki bazı zevatın ilk anlarda ışıkları yanıyordu ve “iş tamam” havasındaydılar Şöyle düşünmüşlerdir: TRT tamam, bildiri tamam, komutanlar tamam, öyle ise: Türkiye tamam. Tamam olmayan şey: Millet idi… Umutları kararınca süratle evlerine kapandılar. Bu tür ayrıntılar tüm Türkiye´de yaşandı.

Eve dönüp, geç saatlerde sosyal medyadaki göstergelere baktığımda “Darbe Tiyatrosu” mesajını gördüm. Belki ilk “tiyatro” diyen o kişiydi, belki mübarek twitter ashabı öyle bir taktik belirlemişti. Bugün bile alenen söylemeseler de böyle düşünenler var; hem içeride, hem dışarıda var. Millet ise “doğaçlama” yaptı, bir nevi Kuva-yi Milliye ruhu cesamet buldu. “Doğaçlama” üzerinden bizim çok düşünmemiz lazım ama bu ruhun Avrupa ülkelerini çok rahatsız ettiğinden eminim. ABD´nin en azından kırk sene yatırım yaptığı darbeciler çuvalladı. Almanya başta, AB üyesi ülkelerinin darbecileri koruma ve kollama sevdaları sürüyor. Çok yakın zamanda iade edeceklerini düşünüyorum, Türkiye´ye husumetten bir kazançları olmadığı gibi, kendi dertleri de başlarından aşkın.

15 Temmuz darbe teşebbüsüne verilen millî cevap, dünyadaki politik akış ve hesapları bütünüyle değiştirdi. “Millet nasıl oldu da sokağa çıktı?” sorusuna verilen pek çok cevap var ama çoğunun “Allah´ın Rahmeti”ni tarihin dışında tutan cevaplar olduğunu müşahede ediyor ve üzülüyorum. Üzülüyorum ama bizim en zayıf yerimiz de dinimiz değil mi? Daima zayıf tarafımızdan vurulduk ve o tarafımızın kuvvet kazandığına dair bir alamet göremiyorum. Çoğunlukla millete hareket kabiliyeti sağlayanlarım icmali, sayıca büyük bir yekûn tutmaz ama hakiki rical bunlardır. Şahadet, kaza kurşunuyla gelen bir şey de değildir.

Bugün olmuş darasız konuşamayan o kadar çok insan var ki… Hakk´ın tek başına ve bir tek anlamı vardır. Hakikat, “Hakk için” söylenir ve sonrası düşünülmez; söylem-eylem birliğine dayalı olarak böyledir. Söylem-eylem birliği ise modern çağ insanında zor rastlanan ve zor tespit edilebilen bir özellik. İsimler etrafında tartışma açmak moda; bu yüzden adını anmadan şu örnekteki büyük âlimimizin eylemine bakalım: Vatanın tehlikede olduğu anda dersi, yazmakta olduğu eseri filan bir kenara bırakır, kılıcını beline takar sefere katılırmış. Sefer sonrası ise kılıcını duvara asar, kalemini eline alırmış. Böyle insanlar gördüm o gece, her birinin kendince bir işi, meşguliyeti vardı. Bazıları evine döndü, bazıları şehit oldu.

Şehitlerin kazandırdığı şeyler saymakla bitmez. Askeriye, safra atmaya başladı ve darbelerle malûl ordumuz “Millî Ordu” olmaya başladı. Darbecilik tarih oldu. Demokrasi yoluna devam ediyor ve normal bir seçim yaşadık. Tersi olsa şu an bölünmüş bir ülkede, yaşıyor olacaktık. Mısır, Suriye, Irak

yönetmen ve yapımcıları aynı olan tiyatrolara sahne olmadı mı? O gecenin sabahına doğru darbelerinin akamete uğradığını görenlerin “tiyatro” demeleri aslında doğru. Boş durmuyorlar ve yeni tiyatrolar peşindeler. “Amerikan Mehdisi”nden umudu tam kesmemiş olacaklar ki, hâlâ ellerinde tutuyorlar.

Edebiyatı yapılacak; romanı, şiiri, sineması… Hepsine tamam ama istikamet belirleyici nitelikteki bir tarihî olayın, hayatımızda nasıl yer alacağı, nasıl yaşayacağı önemlidir. Bu ise yoğun ve dürüst bir inşa faaliyeti gerektirir. Seçimleri Tayyip Erdoğan kazanmasaydı 15 Temmuz için anma törenleri bile düzenlenmez; tersine yoğun bir karartma ve çarpıtma uygulanırdı. İktidarın istisnasız her adımı ülkenin geleceği için tarihî öneme sahiptir.

Köşe Yazıları


YORUM YAP

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.