Tacettin Kepenek’in “Koronayı CHP mi Bulaştırdı?” isimli köşe yazısı;
“Koronayı CHP mi Bulaştırdı?”
İnsanlık tarihinin anlatımındaki en önemli ayıraçlardan birisi İsa´dan önce (MÖ) ve İsa´dan sonra (MS) kavramıdır. Dünyainsanlık tarihi bu ayrıma benzerbir değişim ve dönüşümsürecine belki de, girdiveya giriyor. Belki de tarihçiler, bundan sonrasını Korona´dan önce ve Korono´dan sonra diye yazacak.
Harvard üniversitesi korona salgınının, iniş çıkışlarla 2023´e kadar devam edeceğini ve 2025´e kadar da sosyal etkilerininsüreceği açıklamış. Yine benzer bir şekilde sayın cumhurbaşkanımız, sağlık bakanımızve hatta birçok bilim insanıbu salgın dönemini ve sonrasını “yeni normal”olarak adlandırıyor veartık yeni bir yaşam düzenine geçileceğini ifade ediyorlar. İçinde bulunduğumuz dönemin anormallikleri ve yarattığı sonuçlar bundan sonra“yeni normal” sayılacak.
Salgının yarattığı işsizlik, ölüm korkusu, gelecek kaygısı, kısıtlanmış hayatlar, psikolojik ve sosyolojik travmalarşimdiden etkisini göstermeye başladı.Görünen şu ki, bu durum kalıcı ve sürekliolacak. Devletimizin bu dönemde aldığıanlık pansuman kararlarını, çelişkili icraatlarını her ne kadar görmezden geliyor olsak da, bu şok durum bir an önce atlatılmalıdır. Devleti yönetenler yeni normal düzeninplanlamalarını yapmalı devlet yönetim sisteminiyeni duruma göre uyarlamalıdır.
Devlet düzeninin ve sisteminin daha adilve sosyal paylaşıma dayalı bir yapılanmaya geçmesi artıkbir tercih değil, bir zorunluluktur. Devlet vatandaşının barınma, gıda, eğitim, güvenlik gibi entemel ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde yeniden bir düzen kurmalıdır. Zaten devletin görevi de bu değil midir?
Mesela yeni normale göre devletten beklenebilecek yükümlülüklerden birkaç tanesini şöyle sıralayabiliriz.
- Devlet hiç kimseyi ayırmadan on beş yaşından itibaren her vatandaşına, yurttaşlık maaşı bağlayabilir. Meselabu rakam kişi başı aylık 500 lira olabilir.
- Devlet her vatandaşına su, elektrik, doğalgaz gibi temel ihtiyaç tüketimleri için ayrım gözetmeksizin miktar bazındaücretsiz limitlibir kota verebilir. Mesela kişi başı yaklaşık olarak aylık 100.-TL ‘ye denk gelecek şekilde bir miktarolabilir.
- Devlet çalışmak isteyip de iş bulamayan 18-65 yaş arası her vatandaşına işsizlik maaşı bağlayabilir. Mesela işsiz olan her kişiye aylıkolarak yaklaşık 1.500 – TL verebilir.
- Devlet evi olmayan ve kirada oturan her hane için kira yardımı yapabilir. Mesela kiralanan her aile meskeni için aylık 500.- TL verebilir.
Bunların toplam maliyeti yaklaşık olarak aylık 70 milyar lira, yılda840 milyar lira civarındadır. Peki, devlet ilaveten böyle bir harcama yapabilir mi?
Devletinyıllık toplam milli gelir hasılası(2109 yılı GSYH) 4 trilyon 280 milyar lira. Kişi başı yıllık milli geliride 9.127 dolar (!)Devletin toplam geliri açısından bakıldığında,yeni normalin maliyetinikarşılayabilmesi de normal gibi görünüyor. Yani imkânlar var demektir. Ancak asıl mesele,devletin tercihlerini yeniden belirlemesi ve yeni düzene göre sisteminiyeniden revize etmesidir.
Devlet hiç değilse bundan sonra gelirdağıtımındadaha adil (Adil Düzen)olmalıdır. Ancak sadece adil paylaşımın olması da tek başına yetmez, aynı zamanda adalet sisteminin de her anlamı ile adil olması gerekir. Hatta bunlar da yetmez. Eğer biz bize yeteceksek, kanaatimce yapılması gereken bir şey daha var. O da gerçek anlamda birlik ve beraberlik içinde olmak.
Devletin başısayın cumhurbaşkanımızın başkanlığında bütün parti liderlerinin bir araya geldiği bir devlet istişare konseyi oluşturmalıdır.Devletin bekası için böyle bir birliktelik,bu günlerde olmayacaksa, başka ne zaman olacak ki? Kanaatimce toplumun bunaacil ihtiyacı var. Bunu sağlayacak olanda sayın cumhurbaşkanımızdır.
Korona Virüsünü,CHP bulaştırmadı ya…