Hüseyin Aktaş’ın “İç Dünyalar Değişmeden Dış Dünyalar Değişmez” isimli köşe yazısı;
“İç Dünyalar Değişmeden Dış Dünyalar Değişmez”
İyi insan olmadan iyi müslüman olunmaz!.. “İslam güzel de, Müslümanlar bunun neresinde?” diyor Aliya. “Hiç kuşkusuz bir toplumun bireyleri kendi iç dünyalarını değiştirmedikçe Allah o toplumun gidişatını (kendiliğinden) değiştirmez!..” Ra’d Sur, 13/11 Beni derin bir tefekküre sevk eden bir ayettir bu. Kul “Bittim ya Rab!” derde O “Yettim ey kulum!” demez mi? Kul Rabbinin dinini/davasını dert edinir de Rabbi o kulun tüm dertlerini satın almaz mı? Peki soru şu. Bizlerde nasıl bir değişim olmalı ki yaşadığımız toplumda olumlu bir değişim ve gelişim sözkonusu olsun? Düşüncelerimiz konuşmalarımıza, konuşmalarımız hareketlerimize, hareketlerimiz kaderimize etki eder. Güzel düşünmeli, güzel yaşamalıyız. Bunun için de ; 1- “El alem ne der?” denilen putu kırmalıyız. İman etmeliyiz yeniden. “Siz ey iman edenler! İman edin Allah’a, Rasûlü’ne ve peyderpey indirdiği ilâhî kelâma!..” Nisa Sur, 4/136 2- Teslim olmalıyız Allah(cc)’a. “[İnsanları] Allah’a çağıran, doğru ve adil olanı yapan ve ‘Şüphesiz ben Allah’a teslim olan müslümanlardanım!’ diyenden daha güzel sözlü kim vardır?” Fussilet Sur, 41/33 3- İyilik etmeliyiz. “Siz kendinizi unutarak diğer insanlara erdemli olmayı mı öğütlüyorsunuz. Hem de ilahî kelâmı okuyup durduğunuz halde? Siz hiç aklınızı kullanmaz mısınız?” Bakara Sur, 2/44 4- Ve infak etmeliyiz Allah(cc) yolunda . “Allah’ın vahyine uyanlar, namazlarında dikkatli ve devamlı olanlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan gizli-açık başkaları için harcayanlar(infak edenler): işte ancak bunlar hiç kesintiye uğramayacak bir kazanç umabilirler!” Fatır Sur, 35/2 5- Ve rol model almalıyız Resulü. “Gerçek şu ki, Allah’ı ve Ahiret Günü’nü [korku ve umutla bekleyen] ve O’nu her daim anan kimseler için Allah’ın Elçisi güzel bir örnek teşkil eder!” Ahzap Sur, 33/21 İslam rahmetten, şefkatten, kardeşlikten, vahdetten, uzlaşmaktan, yardımlaşmaktan, il mi gelişmeden, cahilliği bertaraf etmekten ve tefrikadan kaçınmayı özellikle isterken müslümanlar taklitcilikten, tekfirden, tefrikacılıktan, mezhepcilikten, kaos ve kargaşadan dem vuruyorsa ne tür ilahi rahmetten ve yardımdan mahrum kalabileceğimizi hesap edebiliyor muyuz hiç? “İsraf etmemek lazım yaşamı, zamanı, sevgiyi, saygıyı ve en çokta iyi niyeti!..” Unutmayalım ki; İslam’ı doğru bir şekilde anlayıp ilkelerini hayatımıza tatbik etmediğimiz sürece“Sizi Allah’a şikayet edeceğim!” diyen sabilerin vicdanlarında açılan yaralar tüm insanlığı perişan etmeye devam edecektir. Müslüman yaşadığı çağa söyleyecek sözü olan insandır. Yeter ki sesin desibelini değil sözün gücünü ön plana çıkartsın. Yeter ki ki ataleti, ye’si üzerinden atsın. Yeter ki fıtrata/öze dönsün, vicdana yatırım yapsın, ruha yönelsin, keyfiyete, kaliteye önem versin, hakikate talip olsun. Ve yeter ki hakkın savunucusu olsun. Ve son söz: “İman(ettiğini iddia) edenlerin, Allah’ın zikrine, yani Hâk katında inen vahye karşı, ta kalplerinde ürperti duymalarının vakti hâlâ gelmedi mi?” Hadid Sur, 57/16