Sivasspor, orta sıraları ilgilendiren bir maçta önemli rakibi Galatasaray karşısında 3-2’lik bir galibiyet aldı. Ligdeki konumunu ileri taşıma ve çeşitli oyun anlayışlarına reaktif hamleler yapma konusunda edinim kazanan Sivasspor, aldığı 3 puanla birlikte 48 11. sıraya yerleşerek, ligin ilk 10 takımı arasında bulunma iddiasını sürdürdü. Ev sahibi Galatasaray ise 13. sırada yer alarak kaotik yapısını sürdürdü.
Köşe Yazarımız Ertuğrul Dalbastı Yazdı “Tüm Şartlar Galibiyet İçin Birleştiğinde: Galatasaray 2-3 Sivasspor”
Galatasaray genellikle oynadığı 4-1-4-1 oyun düzlemiyle üçüncü bölgede rakipten 1 adım önde olmaya çabalarken, Domenec Torrent savunmada Marcao yerine Semih Kaya, Omar Elabdalloui yerine Sacha Boey tercihlerinde bulundu.
Altay maçında tercih edilen orta saha tandemini Berkan-Pulgar-Emre Kılınç’ı bozarak Berkan yerine Taylan’ı tercih eden İspanyol hoca, birinci bölgeden oyun kurulumu planlayan bir takımın da sinyalini vermiş oldu.
Buna karşı Sivasspor’da Rıza Çalımbay geçtiğimiz hafta tercih ettiği rotasyondan döndü, son haftalarda tercih edilen 4-2-3-1’e benzer ve hatta yer yer 3. bölgedeki bloklara iki orta saha oyuncusunun da yerleşmesiyle esnek bir 4-1-4-1 görüntüsü veren planlamasına, takımda sık sık tercih edilen alışılagelmiş oyuncu tercihlerini monte etti.
Maçın ilk dakikalarından itibaren düşük bir tempo ve Galatasaray’ın kendi yarı alanında hazırlık pasları yaparak Sivasspor’un oyun yerleşimini sarsmaya, kendisine koridor yapmaya çalışan oyunu maça hakim oldu.
Bu planlama orta saha bloğunun, kenar oyuncularının ve hatta santrafor oyuncusunun dahil olduğu bir düzlemde bu sistemi uygulayan takıma pas çeşitliliği ve temeli sağlam bir geçiş oyunu vaat etse de, Galatasaray’ın yapmaya çalıştığı şey bu değildi. Babel’in topu ileri bölgede tutmaya dönük becerisi, Gomis’in de yay hakimiyeti sayesinde Galatasaray bulduğu pozisyonları değerlendirecek, oyunu rakip yarı alana taşıdığı dakikalarda rakibin dengesini sarsan kilit paslarla ceza sahasında topla buluşacak ve bu buluşmalardan da skor bulmaya çalışacaktı, ki bunun ender biçimde başarılı olduğu bir pozisyonda da Galatasaray golü buldu.
Ancak bahsettiğim pas istasyonu azlığı, oyunu bölen 3 bölgeden yalnızca %16’lık diliminin Sivasspor cephesinde olmasına sebep verdi. Nitekim Sivasspor’un Galatasaray 1. bölgesinde bulduğu pozisyonlardan birinde Uğur Çiftçi’nin içeriye kestiği topta çok iyi bir yerde topla buluşan Yatabare, kafa vuruşunu da yaparak duruma eşitliği getirdi.
Bu gol Yatabare’nin aktif kullanımına dair iyi bir örnek olarak nitelendirilebilir. Yayda topla buluştuğunda verimliliği yüksek olan Yatabare, sırtı dönük ve derine inen bir rolde oynadığında verimliliği düşüyor.
36 yaşındaki oyuncunun attığı gol sayesinde ilk yarıdan 1-1’lik eşitlikle ayrılan Sivasspor, daha derli toplu ve oyunu soğutan bir yapıda sahaya çıkar diye tahmin etsem de, beklenenin dışında gelişen pozisyon ve goller yüzünden bambaşka bir ikinci yarı izledik.
İkinci yarının henüz başında, 49. dakikada kenardan içeriye çevrilen bir duran topta golle buluşarak 2-1 öne geçti Sivasspor. Her zaman ifade ettiğim üzere oyunun aksiyonundan bağımsız, bambaşka bir organizasyon olarak değerlendirilmesi gereken duran toplardan edinilen bu gol, Galatasaray’ın planlamasının başarısız sonuç bulması, taraftarın gözünde edindiği konum ve ligdeki pozisyonu yüzünden eleştiri oklarının hedefinde olan Domenec Torrent’in ise panik halinde hareket etmesi anlamına geliyordu.
Artık daha fazla risk alan, daha fazla hücum aksiyonu bularak iyi ayaklarını topla buluşturmaya çalışan bir Galatasaray izleyecektik, bu da şüphesiz ki hem tempoyu yükseltecek, hem de bireysel hataları beraberinde getirecekti.
Pas hataları ve dönüşlerde problemlerle geçen bir sürecin ardından Sivasspor Fayçal Fajr’ın 51. dakikada cepheden çektiği şutla da etkili olsa da, 58. dakikada Galatasaray’ın penaltıdan bulduğu gole kadar bunun skora yansımasını göremedik. 58. dakikada gelen goldeyse hızlı hücumların getirilerine iyi bir örnek izledik.
Kerem Aktürkoğlu’nun skoru eşitleyen golü ile birlikte aynı oyunu sürdürecek olan Galatasaray’ın şansı yaver gittiği takdirde daha fazla pozisyon bulup, skor üretme şansı bulabileceğini düşünüyordum.
Nitekim aynı hızlı hücumları ve etkinliğini sürdürmesine rağmen bir kontra atakta hiç beklenmedik bir gol geldi. Ahmet Oğuz’un içeriye çevirdiği top kaleye süzülünce hazırlıksız olan Fernando Muslera bu gole bir reaksiyon gösteremedi ve Sivasspor 64. dakikada tekrar üstünlüğü sağladı.
Durumu 3-2’ye getiren golün ardindan maçın temposunun korunması ve Galatasaray’ın iyiyden iyiye skoru isteyen hamleler yapması beklenen bir şeydi.
Sivasspor cephesinde savunma bağlamında bir renovasyon söz konusuyken, Galatasaray hızlı hücumları daha etkin yapabilmek için Mostafa Mohammed ve Morutan gibi değişiklikler yaptı. Oyunun çeşitli dakikalarında yükselip, azalan tempoya rağmen skor gelmeyince maç 3-2’lik Sivasspor galibiyetiyle sonuçlandı.
Maç özelinde söylenebilecek en iyi şey Sivasspor’un hem saha içerisinde rakibe karşı iyi reaksiyon gösterdiği ve kırılgan bir yapıda olmadığı, hem de futbol şansının yanında olduğudur.
Oyunun olağan akışının dışında 2 gol bularak üstünlüğü edinen Sivasspor, her golden sonra oyunu istediği seviyede tutmayı başardı. İlk yarıda Galatasaray’ın rakibi sarsan pas istasyonlarına karşı dizilişini korumayı başarmasını da hesaba kattığında bu galibiyet için şartların iyi birleştiğini düşünüyorum ve Rıza Çalımbay’la oyuncularını tebrik ediyorum.
Büyük Sivas Haber