Sivasspor, Volkan Demirel’in de Hatayspor’un başında ilk kez sahaya inmesi anlamını da taşıyan maçta rakibine 2-1 mağlup oldu. Rıza Çalımbay’ın görevinin üzerindeki baskıyı da arttıran maçta Sivasspor’un oynadığı oyun tepkilere mazhar olurken, Sivasspor sezon başından beri henüz galibiyetle tanışamadı.
Köşe Yazarımız Ertuğrul Dalbastı Yazdı “Sivasspor 1-2 Hatayspor: Tehlike çanları”
Rıza Çalımbay’ın kadro tercihi geçtiğimiz kadrolara yakın, ancak yapısal konumu milimetrik değişimler ve tercihlerle olması gerekenden bir hayli farklı haldeydi. 4-2-3-1 assetini genel hatlarıyla koruyan Rıza Çalımbay, orta saha tandemini geçiş oyununun merkezindeki Keita ve Ulvestad’tan, on numara mevkisinde hücum planının merkezinde ise topa sahip olması üzere Dia Saba’yı konumlandırdı.
Genel hatlarıyla bu yapı ideale yakın değerlendirilebilecek olsa da, Hatayspor’un planını organize edebilmek için Sivasspor’dan topa sahip olmasını bekleyeceği için Yatabare’nin santraforda tercih edilmesi ve oyuna başlanıldığı geniş alan oyununu sürdürebilmek için Robin Yalçın’ın sağ bekte tercih edilmesi bence olması gerekenden taban tabana zıttı.
Öte yandan milli aranın hemen evvelinde göreve gelen Volkan Demirel’in tercih ettiği kadro, önceki hoca olan Serkan Özbalta’nın tercihlerinden kısmi farklılıklar içeriyordu.
Mobilitesi yüksek, oyun setinde diyagonal koşuları ile merkezi tercih edebilme kabiliyetini barındıran El Kaabi’nin kenarda tercih edilmesinin yanısıra, 2002 doğumlu Bertuğ’un hücumun merkezinde olması Volkan Demirel’in Hatayspor üzerindeki dokunuşlarına örnekti.
Maçın başında net bir tempo olmasa da, Sivasspor’un maçın geneline yayılacak olan bir geçiş oyunu, oyun başlangıcı kurulumu sorunu çekeceğine dair örnekleri gördük.
Top kayıpları, pas hataları gibi sezon başından beri Sivasspor’un sorunlu omurgasının karakteristik özellikleri haline gelen zayıflıklar Hatayspor’un topa sahip olmasına, rakibi tartmasına olanak verdi.
Bunun yanında Sivasspor’un her iki yönden rakibi geniş alanda karşıladığı oyunu, henüz geçtiğimiz hafta çıktığım televizyon programında Hatayspor’u tasvir ederken kullandığım “arka alanda tehlikeli” tabirini karşılayacak bir oyun değilken, beni doğrulayan bir senaryo da Sivasspor’u mevzilenmiş bekliyordu.
Hatayspor, Sivasspor’a – Sivasspor’un her rakibinin kurduğu gibi – bir orta saha üstünlüğü kurması, dolayısıyla oyunu her iki yönden hızlı hücumlarla üçüncü bölgeye taşıma özgürlüğünü elinde bulundurması sayesinde ikinci bölgeyi hızlı geçerek tehlikeli olmaya başladı. Bunu çok basit hücum setleriyle yaptığının da altını önemle çiziyorum, zira Hatayspor’un hem attığı iki golde, hem de tehlikeli olduğu pozisyonların çoğunda yanıt verilemez bir hâl yoktu.
Birinci golde hücumu hızlı kurarak defansın arkasına ulaşan Hatayspor, Sivasspor’un yalnızca bir oyuncusunun bunu nitelikli bir biçimde savuramaması sonucunda skoru buldu. Bu gol, aynı zamanda Volkan Demirel’in övgüyle bahsettiğim tercihlerinden, El Kaabi’yi kanada çekme tercihinin olumlu sonucu olan diyagonal koşuların skora tezahürüydü.
İkinci goldeki vehamet Sivasspor için çok daha elim, zira birinci golden tecrübe edilmiş hızlı hücum setlerinden birinde, içe çevrileceği çok belli olan bir pasta, henüz daha maçın maçı olarak nitelendirilebilecek 20. dakikada 2-0’lık bir yenilgi durumuna düştü. Hatayspor, yalnızca rakibini üstüne çekerek arka alan boşluğu buldu – ki bunu iyi biçimde yaptığı tartışmasız – ve maçın sonuna değin Hatayspor’un rahatlıkla rakibini karşılama lüksünü edindi.
Yine de Sivasspor’un momentumu elinde tutabilme adına verdiği iyi bir cevap da oldu bu üstün oyuna. Henüz 2. golün üstünden çok bir vakit geçmemişken dengesiz savunmanın arkasına yaptığı çapraz koşuyu golle tamamlayan Erdoğan Yeşilyurt, Sivasspor’un oyuna ortaklık kurması ve maçın devamında Sivasspor adına bir umut olması noktasında önemli yer tuttu.
Bu golden sonra Sivasspor, uzunca bir süre momentumu elinde tuttu. Tempoyu istediği seviyeye de çıkarmasıyla birlikte, genellikle Erdoğan’ın olduğu kenardan hem iç, hem dış merkeze yürüme toplar indiren Sivasspor, 20’li ve 30’lu dakikalarda skoru eşitleme olanaklarını da buldu, ancak hücumda top paylaşımının kötü yapıldığı sayısız hücum organizasyonundan Sivasspor adına bir gol olmadı.
Temponun yüksek olduğu anlardan birinde 10 kişi konumuna da düşen Hatayspor çeşitli oyunu soğutma yöntemleri ile 30. dakikaların sonundan, ilk yarının sonuna kadar üstün konumdaki her takımın isteyebileceği bir tempoyu korudu ve maçın ilk yarısı 2-1’lik sonuçla tamamlandı.
İkinci yarıda Kevin Varga değişikliğiyle birlikte 2. bölgenin başında 4’lü bir hat yaratan Volkan Demirel, 10 kişi oynayan takımı için belki de ideale en yakın sistemi kullandı.
Temponun da düşük olduğu bu ilk 15 dakika Hatayspor için Sivasspor’un üzerindeki skoru geri edinme baskısını sağlama anlamına geliyordu. Ki bu durum, en çok 10 kişi olan Hatayspor’un işine gelecekti.
60. dakikadan itibaren ise, Sivasspor’un özellikle sol kenardan gol arayan bir görünümü vardı. Efektif olabilecek pek çok pozisyon, o anda topu efektif kullanamayan oyuncularda buluşması da önemli bir şanssızlık olarak nitelendirilebilir.
Hatayspor’un savunmasının ve kaleci Erce’nin de bu pozisyonlarda önemli bir refleks gösterdiğini düşünüyorum. Özellikle bu dakikalardan itibaren performansı ile zaman zaman oyuna ağırlık koyan Sivasspor’un, bu ağırlığı skorla buluşturmasına engel oldu ve maç da 2-1’lik sonuçla tamamlandı.
Öyle ya da böyle Sivasspor, 58 dakikayı 10 kişi oynayan, bu maça değin yalnızca 2 gol atma başarısı gösteren Hatayspor’a evinde, rakibinin yalnızca doğru oyunu oynamasının sonucu olarak mağlup oldu.
Plan tutarsızlıklarını mı konuşalım, oyuncu tercihlerini mi, müdahalede tembellik gösteren hocayı mı bilemedim işin açıkçası. Zira yay golcüsü Angielski’yi 2. bölgede topla cebelleştirmek, yapılan değişiklikle ofansif aksiyon alınması gereken bir konumda iken saha içi tembellik gösteren N’jie’yi almak ve bunun akabinde iki ayrı oyuncuyu devşirme mevkilerine kaydırmak bu plansızlıklara direkt örnekler.
“Yönetim istifa!” seslerinin ne derece isabetli olduğu tartışmaya açık, ancak futbolu gören kimselerce anlaşılabilir ki organize bir başarısızlık, son kupa şampiyonunun bir adım ötesini görmesini engelliyor.
Kariyerine ve başarılarına saygı duyduğum Rıza hocanın, yarından tezi yok ilgili farklılığı, temiz kanı enjekte etmesi gerekiyor. Yoksa bu bilançonun kaybedeni çok olur.
Öte yandan Volkan Demirel’i cesur tercihleri ve bu tercihlerin sonucunu alması konusunda tebrik ediyorum. Kendisinin gelişimini, kariyerini görmek için dört gözle bekliyorum.
Büyük Sivas Haber