Araştırmalar, fazla kilolu olmanın ve aşırı şeker ve doymuş yağ tüketiminin hafıza bozukluklarına neden olduğunu gösteriyor. İşte obezitenin hafızaya etkisi ve beyin sağlığı için basit alışkanlıklar.
Fazla Kilolu Olmak Hafızayı Etkiliyor
Formunuza özen göstermenin ve ideal kiloda olmanın sağlığınızı birçok yönden olumlu etkilediğini zaten biliyorsunuz. Yeni araştırmalar, uygun kiloda olmanın hafızayı da korumanın bir yolu olduğunu gösteriyor. Ve yıllar içinde obeziteyi bilişsel yetenek kaybıyla ilişkilendiren birçok çalışma var.
Fazla kilolu olmanın hafızayı etkileyebileceği birçok süreç vardır. Bu konudaki son bulgu oldukça şaşırtıcı. Fazla kilo, hafızayla ilgili bazı genlerin ifadesini (gen ekspresyonu) etkiliyor.
Çalışmalar, obezitenin beyinde hipokampusa bağlı uzamsal bellekte kusurlara neden olduğunu ve nöronlar arasındaki iletişimin daha kötü olduğunu ortaya koydu.
RAFİNE ŞEKER TÜKETİMİ HAFIZAYI ETKİLİYOR
Ayrıca aşırı şeker tüketiminin ani hiperglisemiye ve ardından hipokampusu ve dolayısıyla zihinsel konsantrasyonu etkileyen reaktif hipoglisemiye neden olduğu için kısa vadede hafıza performansını azalttığı görüldü. Şekerdeki bu iniş çıkışların tekrarının fiziksel ve zihinsel yorgunluğa neden olduğu ve uzun vadede beyinde sorunların ortaya çıkmasını tetikleyebileceği düşünülüyor.
Beynin dengelenmesi için kanda glikoz oranına ihtiyacı vardır, çünkü glikoz eksikliği beynin işleyişini yavaşlatır ve fazlalığı zararlıdır. Kandaki glikoz oranı, tükettiğimiz karbonhidrat ve yağ türlerine bağlıdır. Bu nedenle şeker ve beyaz ekmek gibi işlenmiş karbonhidratlardan genel olarak kaçınılmalıdır, çünkü bunlar glikoz seviyelerinde istenmeyen yükselmelere ve düşüşlere neden olur.
Yakın tarihli bir araştırma, çok miktarda şeker veya rafine un almanın beyin yapısı ve işlevi için risk oluşturabileceğini ve bu nedenle hafıza bozukluğuna yol açabileceğini gösteriyor. Bu nedenle tüketiminin kısıtlanması tavsiye edilmektedir.
DOYMUŞ YAĞ ALIMINA DİKKAT EDİLMELİ
Özellikle trans yağ ve aşırı doymuş yağ içeren bir diyet de bilişsel gerilemeye yol açabiliyor. Araştırmalar, yağ açısından çok yüksek bir diyetin, beynin öğrenme ve hafıza ile bağlantılı bölgesi olan hipokampusa kan akışını azaltabileceğini öne sürüyor. Çocukluktan itibaren doymuş yağ oranı düşük bir diyet izlemenin ise bilişsel performansı iyileştirdiği ve yıllar geçtikçe beyin hastalıkları riskini azalttığı biliniyor.
ABD’de yürütülen ve 8 binden fazla kadının bilişsel sağlığını analiz eden bir çalışmada, kalça ve göbek bölgesinde biriken yağların beyni daha fazla etkilediği görüldü. Hatta bu yağın Alzheimer hastalığı ile ilişkili beyin damarlarında hasar oluşumuna neden olabileceğinden şüphelenilmektedir.
DAHA SAĞLIKLI BİR BEYİN İÇİN BASİT ALIŞLANLIKLAR
Doğduğumuz andan itibaren nöronları kaybetmeye başlarız. Ancak bu, yaşla birlikte hafızayı veya zihinsel keskinliğimizi kaybetmeye mahkum olduğumuz anlamına gelmez. Ve önemli olan, sahip olduğunuz nöronların sayısı değil, aralarında iletişim kurmalarını kolaylaştırmaktır.
Bu, başkalarıyla ilişki kurmak gibi basit şeylerle başarılabilir. Komşularla konuşmak, farklı insanlarla sosyal bağlantılar kurmak… Bu ve diğer basit alışkanlıklar, özellikle Alzheimer riskini düşürebilir.
Amsterdam Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre, yalnızlığın bunama riskini iki katına çıkardığını unutmayın. Ayrıca hastalığın ilk belirtilerinden biri de olabilir. Bu nedenle, kendinizi her gün durup tanıdığınız biriyle birkaç kelime konuşmaya zorlamak kadar basit bir şey, beyin sağlığınız için atabileceğiniz çok büyük bir adımdır.
Ayrıca her gün bir bulmaca çözmek gibi beyni çalıştıran aktiviteler yapmak da beyni çevik tutar. İngiltere’de yapılan bir çalışma ile gösterilmiştir. Bu araştırmaya göre, bulmaca çözerseniz beyniniz 10 yaş daha genç kalıyor. Bir dil öğrenmek veya ilginç bulduğunuz bir konuda ders almak da zihninizi aktif tutar.
Spor yapmak da beyniniz için harikadır. Aktif bir yaşam sürmeye çalışın. Arabaya binmek yerine yürüyün, merdiven çıkın, yüzün… Egzersiz yaptığınızda, kaslarınız beyne giden ve bazı genleri aktive eden bir protein üretir ve bu, nöronlar arasındaki bağlantıyı destekler. Egzersiz beyne giden kan, oksijen ve besin akışını artırır. Bu, yıllar içinde beynin boyutunun küçülmesini önler. Araştırmalar her gün yürüyüş yapan ileri yaştaki kişilerin daha az beyin küçülmesi yaşadığını ortaya koymaktadır.
Hipertansiyon, diyabet, kolesterol, obezite, hareketsiz yaşam tarzı ve toksinler gibi beyni ve hafızayı etkileyen durumların farkında olunmalı ve önlem alınmalıdır. Bu rahatsızlıkları önlemek için doymuş yağ ve şeker oranı düşük dengeli bir diyet ve egzersizden daha iyi bir önlem yoktur.
Egzersizin, beyindeki nöronların bağlantısını artırmasının yanı sıra, sağlıklı tansiyon seviyelerinin korunmasına yardımcı olduğu ve kötü kolesterolü azalttığı bilinmektedir.
Uzak durulması gereken bir diğer rahatsızlık ise uyku apneleridir. Bunlar uyurken küçük solunum durmalarıdır ve beyne çok az oksijen gitmesine neden olur. Araştırmalar uyku apnesinin, demans riskini yüzde 26 oranında artırdığını göstermiştir.
Geceleri çok horluyorsanız ve gün içinde uyku hali yaşıyorsanız apne riskiniz var demektir.(ensonhaber)
Büyük Sivas Haber