Mit tırları davasında cezayı alan ve içeride olan Enis Berberoğlu hapishane duvarlarına çetere atıyor ve partisinin kendisini kurtaracağı günü bekliyor. “Adalet Yürüyüşü” ile dünya barışına büyük katkı sağlayan(!) Kılıçdaroğlu şimdi de “Adalet Kurultayı” yapıyor. Yapılsın bence de. “Adalet” adı altında yürüyelim, koşalım, yüzelim, uçalım, yan gelip yatalım ama “adalet”i “adil”leştiremiyorsak yol alınabilir mi? Geçmiş zamanlardan kişinin konumuna göre hukuk işlerken ve maalesef kraldan çok kralcı olanlar hala bu tavrını korurken adalet nasıl sağlanır? Ama bakış açısı değişmeli, dokunulmayanlara suçlu ise dokunmalı,hatta bu ülkeye hainlik edenlere ibret-i alem için öyle bir ceza verilmeli ki adalet yerini bulsun. Terör örgütü üyelerine tek tip kıyafet yakışacaktır mutlaka ancak Fetönün tepe yönetimine en çok yakışacak olan en yağlısından urgandır. Bak işte o zaman bu ülkede adaletin mülküyle yer bulacağına inanırım.
Mit tırları davasında Enis Berberoğlu’na görüntüleri veren kişi tespit edilmeli ve yargının önüne çıkartılmalı. Ama bunun olabilmesi için ilk önce dürüst ve vatanperver(!) olduğunu iddia eden Enis Berberoğlu’nun konuşması lazım. İsmi saklamak kişiyi korur ama ihanet içinde olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz. Görüntüleri Berberoğlu’na Kılıçdaroğlu’nun verdiğini iddia etti Melih Gökçek. Hükümet bu iddiaların üstüne gidecekti hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan konuya şöyle bir değindi, sustu. Bu iddia doğru mu değil mi zaman gösterecek. Bir siyasi parti liderinin böylesi bir ihanet ağının içinde olmasını düşünmek istemem. Ancak böyle bir durum varsa hukuk karşısında herkesin eşit olduğunu da unutmamak lazım. Şeriatın kestiği parmak acımaz!
TASTA AYNI, KILIÇDAROĞLU’DA
Ülke kendi içinde sorunları ortadan kaldırmak ve her şeyi yoluna koymak için çaba gösterirken, sınırlarımızda ki gelişmeleri de yakından takip ediyor. Amerika’nın terör örgütüne verdiği 1200 tır silah ve mühimmat bölgenin ateşini giderek yükseltiyor. Karışıklıktan istifade etmek isteyen Irak Kürt Bölge yönetimi bağımsızlık için adım atıyor ama Türkiye itirazını yüksek perdeden dile getirmeye başladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hiçbir oluşuma izin verilmeyeceğini söyledi. Aslında bu söylem bölgeyi karıştırmak isteyen Amerika’ya mesaj. Çıkarı olmayan ülkeleri dizayn etme alışkanlığı olan Amerika demokrasi diye kan ve gözyaşından başka bir şey getirmezken, bölgede ki olumsuzluklar direkt olarak bizi ilgilendiriyor. Masada daha çok söz sahibi olan Türkiye Fırat Kalkanı harekatı ile sahada da olduğunu gösterdi. Aslında Türkiye bölgede çıkarılmak istenilen savaşı durdurmaya çalışıyor ama bu çalışmayı yaparken de tedbirlerini ve askeri gücünü test ediyor. Terör örgütüyle bizi içeride oyalama taktiği ordumuzun başarılı operasyonları sayesinde saf dışı bırakıldı. Taktik planlamayı iyi yapıyoruz ama bunu görmezden gelen ve sekteye uğratmaya çalışan bir muhalefetimiz var. Savaşın insanların canlarını aldığını ve yerlerinden ettiğini unutan Kılıçdaroğlu “Suriyeliler artık gitsin” diye cümlesini yeniliyor ve “adalet” için yürüdüğünü unutuyor. Biz savaştan topraklarımıza sığınan kardeşlerimizin yanında olup, onlarla ekmeğimizi paylaşmadıktan sonra ne kadar “adalet”li olabiliriz ki? Kılıçdaroğlu’nun 400 kilometre yürümesi sizi aldatmasın, vallahi bir adım ileriye gidememiş!
YOLUN SONU BELLİ
Ak Parti sayesinde kendine makam bulan ve havaya girip krallığını ilan edenlere “kral çıplak” dedi Cumhurbaşkanı Erdoğan biliyorsunuz. Hatta bu söylemin en net muhatapları belediye başkanları. Çünkü belediyeler iyi hizmet yaparsa bağlı olduğu partinin oyları ciddi anlamda kendine taban buluyor. 7 Haziran ve referandumda ki kayıpların sebebi işte o belediye başkanları. Ve maalesef bu sayı oldukça fazla. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tarif ve teşhis ettiği bu isimlerin etekleri tutuştu ve hizmet etmeyi unutanlar gaza bastı. Tamam ağam sen gaza bastın ama iş, işten geçti. Büyük umutlarla seni koltuğa oturtan kitle şimdi pişmanlığını haykırıyor ve bu haykırışın sesini duydukça hiçbir şey olmamış gibi kulaklarını kapatıyorsun. Sen kulaklarını kapat benim için sorun yok ama biliyorsun ki 2018’de o koltukta başka birisi oturacak ve sen 2019 seçimlerinde ne belediye başkanı adayı olacaksın ne de milletvekili adayı vesselam.
Köşe Yazıları için tıklayınız.