Kaymakamlık Kursu Kura Töreni’nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletin takdirini, duasını kazanmadan hakiki manada devlet adamı olunmaz. Vatandaşa 24 saat kapınızı açık tutacaksınız” dedi.
Milletin gönlüne girmeden devlet adamı olunmaz!
Erdoğan açıklamasında:
42 ay süren bir eğitim programını bugün alnınızın akıyla tamamladınız. Görevinizi icra ederken her konuda en üst düzeyde eğitim aldınız. Vatandaşa layıkıyla hizmet etmek onların derdine dermen olmak, şehirlerin kalkınmasına destek vermek, mülki amir için ağır bir misyondur.
Koltuğa oturmak, resmi plakalı araca binmek bir kişiyi saygıdeğer, devlet adamı yapmaz. Milletin takdirini, duasını kazanmadan hakiki manada devlet adamı olunmaz. İlçelerde devleti temsil eden kaymakamımız, devletin millete uzanan eli, gören gözüdür.
“HER VATANDAŞIN DERDİ İLE DERTLENMEK SORUMLULUĞUMUZDUR”
Her vatandaşın derdi ile dertlenmek sorumluluğumuzdur. Hizmetten, eksikten, başarıdan sorumlu kaymakamlarımız görevinde ne kadar etkinse devletimiz de o kadar güçlüdür. Millete hizmet için samimiyetle koşturmanızı istiyorum. Sizlere üstün başarılar diliyorum.
Derik Kaymakamımız ile birlikte ülkeye ve millete hizmet yolunda toprağa verdiğimiz şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Ailelerinize ve sizleri yetiştiren hocalarınıza mahcup olmayacağınıza tüm kalbimle inanıyorum.
“SİZDEN HASSASİYET VE ÖZVERİ BEKLİYORUM”
Değerli kaymakam adaylarımız, sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Cumhurbaşkanlığı külliyesine, milletin evine hoş geldiniz. Bizleri bir araya getiren İçişleri Bakanı’mız ve ekibine teşekkür ediyorum. Sizleri canı gönülden tebrik ediyorum. Her biriniz Türkiye’ye hizmet etmek üzere yola revan olmanın heyecanını yaşıyorsunuz.
Tüm ilçelerimiz bizim için önemlidir ve birinci sınıf hizmeti almaya layıktır. Küçük büyük, gelişmiş geri kalmış ayrımına gitmemenizi rica ediyorum. Ülkemize sığınan bir çarelere kardeşlik görevimizi ifa etmek de görevimizdir. Mağdurların feryadına kulak tıkamak Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışmaz. Sizden bu noktada hassasiyet ve özveri bekliyorum.
“DEVLET İLE MİLLET ARASINDAKİ MESAFE AÇILIRSA HİZMETİN ANLAMI OLMAZ”
Biz milleti olarak nice büyük devletler kurduk. Tarihte kurduğumuz devletlerin iki taşıyıcı sütunu oldu. İlki adalet diğeri de merhametti. Aynı durumun bugün de geçerlidir. Türkiye’nin hukuk devleti, medeniyetimiz de merhamet medeniyetidir.
Devlet ile millet arasındaki mesafe açılırsa yaptığımız hizmetin anlamı olmaz. Devlet ile millet arasında duvarlar ören devlet ile milleti farklı yere yerleştiren elitist zihniyetin ülkemize büyük zararları oldu.
Devlet vatandaşlarının bir kısmını tehdit kaynağı gördü. Kadınların baş örtüsü erkeklerin saçı sakalı ile çok uğraştılar. İlerici gerici diyerek insanlarımızı birbirine düşürmeye çalıştılar. Sırf anasının dilini konuştuğu için milyonlarca vatandaşlarımız ötekileştirildi. Bunun bedelini demokrasimiz ödedi. Vatandaşına üstten bakan bürokratik oligarşinin devlet tasarrufunda yeri yoktur. Devlet milletinin hizmetindedir.
“DEVLET NEREDE DEDİRTMEYECEKSİNİZ”
Hatırlatmak isterim ki; bulunduğunuz makam devletin sadece otoritesini, sadece gücünü değil; aynı zamanda “kerim” vasfını da göstermenizi gerektiriyor.
Dolayısıyla atandığınız her yerde devletin şefkatli, merhametli, adaletli, gülümseyen yüzü, müşfik eli olmanızı sizlerden özellikle bekliyorum. Benim vatandaşıma hiçbir zaman “devlet nerede” dedirtmeyeceksiniz. İhtiyacı olan vatandaşın gelip sizi bulmasını da beklemeyeceksiniz.
Tam tersine önce siz davranacak, ihtiyaç sahibini, mazlumu, mağduru, garip-gurebayı bulup derdiyle hemdert olacak, hemhal olacaksınız.
Görev yaptığınız mahalde sosyal, kültürel ve ekonomik kalkınmayı koordine edecek, vatandaşın talep ve şikâyetlerine 24 saat kapınızı açık tutacaksınız. İnsanımızı devletinden uzaklaştıracak veya soğutacak gelişmelere karşı sıfır toleransla yaklaşacaksınız.
“ESNAFTAN, İŞ ADAMINDAN, KÖYLÜDEN, ÇİFTÇİDEN KOPUK İDARECİYE TAHAMMÜLÜMÜZ YOK”
Şu noktada özellikle dikkat etmenizi sizlerden rica ediyorum. Halktan kopuk, sokaktan kopuk; ilçesindeki esnaftan, iş adamından, köylüden, çiftçiden kopuk idareci profiline tahammülümüz yoktur. Aynı şekilde sorumluluğu altındaki personeli, makamının gücünü de kullanarak ezen mütekebbir idareci tipine de tolerans göstermeyiz.
Devlet sistemimiz içerisinde koltuğuna güç ve itibar kazandırmak yerine koltuğundan güç devşiren, bununla da kalmayıp hukuk dışı, etik dışı, adap ve edep dışı yollara tevessül edenlere müsamahayla bakamayız. Bu konuda, sizlerin de çok yüksek bir hassasiyet düzeyiyle hareket edeceğinize inanıyorum.
“MEVCUDU KORUMAK GERİLEMEK DEMEK”
22 yılı devlet yönetiminde olmak üzere yarım asrı bulan siyasi hayatımızda elde ettiğimiz tüm başarıları, milletimize kulak verdiğimiz ve milletimizin sağduyusuna güvendiğimiz için elde ettik. Sizden de milletimizle gönül bağlarınızı, irtibat ve muhabbetinizi daima güçlü tutmanızı bekliyorum.
Bizim yönetim anlayışımıza göre mevcudu korumak, gerilemek demektir. Dünyada yaşanan hızlı gelişme ve baş döndürücü dönüşüm, her alanda eskiye göre çok daha hızlı olmamızı, daha çok çalışmamızı, kaybedilen onlarca seneyi telafi etmemizi kaçınılmaz kılıyor. Türkiye’nin her alanda girdiği atılım sürecine en büyük destek, yerinden kalkınma çabalarının başarıya ulaşmasından gelecektir.
“EMANETE SIKI SIKIYA SAHİP ÇIKACAKSINIZ”
Sizlerin yerel çaptaki vizyoner her projesi, Türkiye’nin bir bütün halinde çok daha hızla kalkınmasını kolaylaştıracaktır. Görev yapacağınız yerin ekonomik, sosyal, kültürel ve tarihi dokusunu ve derinliğini iyi bilerek hareket etmeniz bu süreçte sizlere yardımcı olacaktır. Görev ve sorumluluk sahanızda yaşayanları aileniz kabul edecek, ailenizin istikbalini nasıl düşünüyorsanız, vatandaşın geleceğini da aynı hassasiyet ve fedakarlıkla planlayacak, emanete sıkı sıkıya sahip çıkacaksınız.
Unutmayın sizler, mülki idare amirisiniz. Sizler, devleti temsil gibi şerefli bir sorumluluk üstlendiniz.Sizler nasıl olursanız; maiyetinizde görev yapanlar da size göre kendilerini, çalışma tarzlarını, vatandaşla münasebetlerini ayarlayacaktır. Çalışma arkadaşlarınıza örnek olacaksınız. Bununla da yetinmeyecek onları motive ederek, varsa sorunları çözerek, vatandaşa bir bütün halinde, tam bir uyum ve heyecan içerisinde hizmet götürülmesini temin edeceksiniz.
Ortaya koyacağınız projeler ve hizmetlerle, Türkiye Yüzyılı hedeflerine çok daha hızlı bir şekilde ulaşacağımıza yürekten inanıyorum. Sizlerden, Anadolu’nun berrak kalemlerinden Yavuz Bülent Bakiler Beyin kelimelere döktüğü şu acı hatıraları asla unutmamanızı rica ediyorum.
(Haber Merkezi)