Toplumda ne zaman dindar nesil yetiştirme, meslek liseleri, başörtüsü meselesi gündeme gelse birileri hemen hep bir ağızdan bir yerlere saldırmaya başlıyorlar. Saldırılar o kadar hedefini şaşırıyor ki; Dinin en kutsallarına hakaret ediliyor.
Köşe Yazarımız Orhan Arslan’ın “Dini Eğitim Birilerini Neden Rahatsız Eder?” Başlıklı Yazısı
Farkında olmadan büyük hatalar yapılıyor. Ya o konuda yeteri kadar bilgi sahibi olamadıklarından yahut da kasıtlı olarak Dini kavramlar hedef haline getiriliyor. Dini inanca sahip olan insanlar da hakaretlerden, aşağılanmalardan nasibini alarak yaralanıyor, üzülüyor.
Saldırıyı yapanlar kimleri neden üzdüklerinin farkına bile belki varmıyorlar. Amma ortada bir gerçek var. Üzülen taraf ve bu durumdan her zaman rahatsız olan taraf dini hassasiyetleri olan inançlı gençler ve onların aileleridir.
Bu mantıkla hareket eden kimi insanlar, Diyanetin 5,6 yaş gurubuna yönelik kurslarını da aynı mantıkla yerden yere vurdular. Kimileri ise, Meclis kürsüsünden bu saldırılara devam etti. Zaten bazı TV ekranların da bu manzaraları görmeye de alıştık. Yazılı basının bazı kalemleri de bu anlayış içerisindeler.
Aynı şekilde Atatürk heykeline yapılan saldırı da hemen peşince faillerin dini inançlı kimseler olacağı düşüncesi ile, tüm sosyal medya alanlarında dini terimlere, dini kutsallara hakaretler zirve yaptı. Failler ortaya çıkınca, herkes sus pus oldu. Nedir bu peşin hükümlülük? Birilerini suçlu ilan etme girişimleri… İnsanlara potansiyel suçlu gibi bakmak?
Ondan sonar kimileri kendilerine göre oluşacak olumsuz bir tavırdan, yaşanan olaylardan hareket ederek, dini kutsallara saldırmayı adet haline getiriyorlar. Gelişen olayların içerisinde, inançlı insanlar olmasa bile, hemen oraya bir dini imaj ekleyerek, saldırıya geçiyorlar. Danıştay saldırısını hatırlayınız…
İnsanlar bu eleştirileri yaparlarken yeri geldiği zaman bende Müslüman’ım, amma diye söze başlar hakaretlerin aşağılamanın, en iyisini yapar.
Şimdi en önemli ayrıntıyı gözden geçirelim Bütün bu saldırılar, marketler zincirinin KDV indiriminden sonra ortaya koyduğu tavır ile gündemden düştü. Dine hakaret, Kuran Kurslarına hakaret, Alaya alma, evet gündemden düştü. İşte, Gündem oluşturma böyle yapılır, çalışmasına bir örnek.
Ne oldu? Vtandaşın mutfağının yangını olmadık şekilde harlandı. Geldi bir numaralı gündem maddesi olarak merkeze oturdu. Elektrik parası vermeyenlerin, zammı protesto için sokaklara çıkması. Bazılarının sokağa çağrı girişimleri, tehlikeli değil midir? Nedir? Sokaktan medet ummak. Hangi hesapların uygulama alanıdır…
Ülkenin çoğunluğunun inancının İslam olduğu bir yerde, inançlı insanlara yönelik eğitim çalışmalarının olmasından daha doğal ne olabilir. Bunu bilen insanların yapılan bu çalışmalara engel olma çabası kabul edilemez en azından iyi niyetli değildir.
Eğer bilgi sahibi olmadan Bu yüce Dine ve onun mensuplarına dolaylı ya da direkt hakarete varan sözler sarf ediyorsa o zaman onun cahilliğini sorgulamak gerekir. Aynen şu misalde olduğu gibi: Tarımla alakalı bir toplantıda eline tutuşturulan kağıdı okumaya çalışan konuşmacı, konuşmanın bir hayli ilerlemesinden sonra konuşma metnindeki ifadelerin tarımla alakalı değil bir spor müsabakasının değerlendirmesi olduğunu nice sonra anlar amma iş, işten geçmiş olur.
Sözler söylenmiştir geriye dönüşü olmaz. O konuşmacı salondakilere ne diyecektir o zaman? Düştüğü durumu düşünebiliyor musunuz? Dinleyiciler o konuşmacının sıfatı, kimliği ne olursa olsun bir daha ona inanırlar mı?
Son günlerde ülke siyasetçilerinin bazılarının ağzından bu tür değerlendirmeleri duyar olduk.
Ülkemizin en temel hastalığı nüksetti. Kavramlar kargaşası. Bundan kimin ne yararı olur anlamam. Hadi hayırlısı demekten başka bir şey gelmiyor elimizden.
Unutmayalım beyler Vatanseverliğin bir tartı aleti yoktur. Davranışlarla ifade edilir. Kaçakçılık yapan da Sözde Vatansever, hırsızlık, soygunculuk, esrar satan da… Özünde Vatanı için canını seve seve veren de…
O zaman birileri demez mi, hadi çıkın işin içinden bu nasıl Vatanseverlik? İşte kavram kargaşası…
Suyu bulandırmayalım kim ne demek istiyorsa lafı dolandırmadan açıkça söylesin. Ben ateist olmak istiyorum diyen adam da çıksın açıkça ben ateistim, desin. Kimden çekiniyor. Amma, aynı adam Müslümanların yanında da Müslümanım derse iş o zaman karışır, herkes ona şaşkınlıkla bakar…
İşte ortam karıştırmak buna denir…
Büyük Sivas Haber