Tarihin derinliklerinden gelen ortak değerlerimiz vardır. Bu değerler silsilesi bizi asırlardan beri birbirimize bağlamıştır. Bizleri birer et ve kemik gibi birbirinden ayrılmayan parçalar haline getirmiştir.
Köşe Yazarımız Orhan Arslan’ın “Ortak Değerlerimize Saldırıyorlar” Başlıklı Yazısı
Bu ortak değerler birliğimizin, dirliğimizin, bütünlüğümüzün ve bölünmeyişimizin ana unsurları olmuştur. Adeta bir vücudu besleyen ana damarlar gibidir. Bunlardan birine gelen zarar vücudun tamamına gelmiştir.
Bu birliği ve bütünlüğü fark eden bu toprakların, bu coğrafyanın üzerinde yaşayan insanlarımızın düşmanlarının ilk yapması gereken kural, birliği ve bütünlüğü bozabilmek için, ortak payda olan unsurları dağıtmak gerekir. Bu amaçla çalışmalarına başlamışlardır. Birçok planı hayata geçirmişlerdir. Ancak, onlar biliyorlardır ki; biz şu işi yaparken asıl amacımız sizin birlik ve beraberliğinizi bozmaktır, dememişlerdir. Hep perde arkasından oyunun içerisinde olmayı planlamışlardır. Bu toplumun ortak değerlerine direkt değil ama, o ortak değerleri yıpratacak dolaylı saldırılarla yıpratmaya başlamışlardır. Görünen o ki; bazı ilerlemeler de kat etmişlerdir.
Aynı taktiği Osmanlının yıkılmasında gerçekleştirmediler mi? Cephelerde baş edemedikleri Osmanlı ile, cephe gerisinde oynadıkları hain oyunlarla, bilinmeyen tuzaklarla, ajanlarla, dost gibi görünen aslında düşman olan insanlarla arkadan vurmadılar mı?
Bugün, hedefte olan aile yapımızdır, dayanışma ve paylaşma ile gerçekleştirdiğimiz kardeşliğimizdir. Vatanımızı ve Milletimizi birlik ve dirlik içerisinde tutan Manevi değerlerimizdir. Hiç kimse çıkıp, sizin dininizde neymiş, ben camileri kapatacağım, böyle din mi olur? Demiyor. Bu amaçta olan İNSANLAR, hep dini içerikli tüm kavramları yıpratmaya çalışıyor ve biliyor ki; bu kavramların yıpranması Dini inancın yıpranmasıdır. Her türlü kötülüğün, en acımasız şekilde reklamı yapılıyor, içki, kumar, bağımlılık vb. Alışkanlıklar normal bir alışkanlık kabul ediliyor, tam tersine karşı çıkanlar aşağılanıyor. TV Ekranları bu kötülükleri yapan dizi ve haberlerle doludur. İnsanlar normal bir şeymiş gibi takdim ediliyor. DEĞER YARGILARIMIZI SAVUNANLAR AŞAĞILANIYOR.
Aile hayatını tam da kalbinden vuracak tezgahlar hazırlanıyor, ahlaksızlığın her türlüsü savunulurken, ahlaklı olmak isteyen insanlar aşağılanıyor. Namus kavramı ile alay ediliyor. Aleni insanların aile hayatını temelden sarsacak nahoş olayların, normal bir olay olduğunu kabul eden yayınlar yapılıyor. Bu tür nahoş yaşantılara karşı çıkan insanlar aşağılanıyor.
Yine bu Milletin ortak değerlerine aynen Dini inançlarına yapılan saldırılar gibi, yıpratmaya ve aşağılamaya yönelik planlı ve programlı saldırılar yapılıyor. Bütün bunların arkasında Bu Memleketin gerçek düşmanlarının olduğu bilinmiyor. Kendilerini saklıyorlar. Ancak, insanımızın bu tür olaylar karşısında ezilmelerine, birbirlerine düşmelerine perde arkasından doyumsuz bir şekilde gülüyorlar. Hedefledikleri şeyin amacına ulaştığını görmekten de müthiş keyif alıyorlar.
Şunu unutmasınlar bu toplumun mozaik yapısı o kadar güçlüdür ki; hamurunda olan çimento kolay, kolay bu yapının bozulmasına müsaade etmez. Bu topraklar her karesi şehit kanları ile sulanmıştır. Bin yıllık bir birlikteliğin ve beraberliğin gölgesi vardır. Kimse bilerek bu topraklarda zulüm görmemiştir. Manevi atmosferi yok etmek öyle kolay değildir.
Asırlardan beri, bu topraklar her inançtan, her kültürden, farklı, farklı insanların bir arada mutlu, huzurlu olarak yaşadıklarına şahit olmuştur.
Eğitim sistemimizin tam da tartışıldığı şu günlerde, yönetenlerden tek isteğimiz, Bu Milleti bir araya getiren ve Vatanının hayatiyetini devam ettiren değer yargılarına sahip çıkmalarıdır. Bilerek o, değerlerin yıpratılmasına yol verecek olan tüm girişimlerin önünü kesmeleridir. Asırlardır bizi birer Manevi bekçi gibi koruyan değerlerimizin en küçük ayrıntısına kadar yeni yetişen nesillerimize öğretmeleridir. Bu değerlerle savaşanların kimler olduğunu ve amaçlarının ne olduğunu körpe beyinlere neden zarar vermek istediklerini açıkça beyan etmekten çekinmemeleri gerekir. Dostlarını ve özellikle düşmanlarını iyi tanımayan nesiller esarete mahkumdurlar.
Kim ki, bizi biz yapan değer yargılarımızı hedef alıyor ise, bilin ki, hiç de iyi niyetli davranmıyordur. Dikkatli olmak lazım… Uyanık olmak lazım…