DOLAR 35,5972 % 0.28
EURO 36,7150 % 0.6
STERLIN 43,4905 % 0.65
FRANG 38,9935 % 0.49
ALTIN 3.094,99 % 0,43
BITCOIN 101.885,26 -3.002

“Menderes, Zorlu, Polatkan”

Yayınlanma Tarihi : Google News
“Menderes, Zorlu, Polatkan”

Tarık Sezai Karatepe’nin “Menderes, Zorlu, Polatkan” isimli köşe yazısı;

“Menderes, Zorlu, Polatkan”

1931

Fethi Okyar, aradığı civanmert delikanlıyı Aydın´da bulmuştu. Serbest Cumhuriyet Fırkası´nı, ondan başkasına emanet edemezdi.

Genç Menderes´le Okyar, ülkeyi Tek Parti jakobenlerindenkurtaracaktı. Ne var ki 3 ay sonra kilit vuruldu kapısına, SCF´nin.

Bir yıl geçmemişti ki ezanlar susturuldu, garip bir ses yükseldi semaya:

“Tanrı uludur Tanrı uludur!”

Zaten, Fatih´in emaneti Ayasofya´nın müzeye çevrilmesiyle ayak sesleri duyulmuştu, beş yıl önce.

Milli Şef´in partisine giren Menderes´e, ancak yedi yıl dayanabildiler. İhraç kaçınılmadı.

Demokrat Parti umutlarla kuruldu. “Yeter Söz Milletin!”di.

46 seçimlerinde huylu huyundan vazgeçmemişti. Tek Parti´nin hilesi ‘Açık oy, gizli tasnif´ti, milletle alay edercesine.

Tek Parti, ABD mısırı getirmek için yüz binlerce zeytin ağacını kestirdi. Artık mısıryağı yenilecekti. Türküsünü bile uydurmuşlardı:

“Zeytinyağlı yiyemem aman, basma da fistan giyemem aman!”

50´de sandık yeniden kuruldu. Tek Parti, ‘bir seçim bölgesinde en fazla oy alan partinin bütün vekilleri alması´nı diktanın garantisi olarak görüyordu.

Kazdığı kuyuya fena düşmüş, 416´ya 69 yenilmişti.

DP, ülkeye nefes aldırmış; Bilal´in Kabe´de ezan okuduğu günün yıldönümünde “Allah En Büyüktür!” nidaları yükselmişti.

Kalkınmanın kitabını yazıyordu DP!

Et Balık, MKE, TPO, Demir Çelik, DMO, Seka, TKİ… yüzbinlere iş olmuş; traktör fabrikaları da genç mühendis Erbakan´ın eliyle açılmıştı.

Asfalt yollar 7bin km´yi bulmuştu.

Halk kadirşinastı. 54 seçimleri, malumun ilanıydı. Tek Parti bir kez daha tuş olmuştu. 503´e 31, jakobenlerin suratına inen Osmanlı tokatıydı.

Selanik provokasyonu, 6-7 Eylül 1955´te Istanbul´u harp alanına çevirmiş, 4bin Rum evi, 1000 Rum dükkanı, kiliseleri… küle dönmüştü.

1957 sandığında 3. kez yere serilen Tek Parti artık gözünü postallara dikmişti. 424´e 128, ebediyen tek başına iktidar olamayacağının resmiydi.

Milli Şef, aba altından sopa göstermeye başlamıştı bile:

“DP´lilerin başlarına kötü şeyler gelebilir”di. “Sizi ben bile kurtaramam”dı.

Medya maymunları manşet üstüne manşet atıyordu:

“Öğrenciler kıyma makinasında doğranmışlar”dı. Maksat malzeme olsundu.

20´lik üniversiteli Menderes´e:

“Hürriyet istiyoruz!” demiş, “Koskoca başbakanın boğazını sıkıyorsun, bundan iyi hürriyet mi olur?”cevabını almıştı.

Vazgeçilmez hastalık nüksetmiş, 27 Mayıs sabahı, Türkeş, darbeyi radyodan ilan eden ‘İhtilalin Kudretli Albayı(!)´olmuştu.

DP´lilerin evleri tek tek aranmış; vekiller tutuklanmıştı.

Yakalanmasalardı, “12 uçak dolusu altın kaçırıyorlardı(!)”

Tek Parti hakimleri/savcıları 10 yıl boyunca yememiş içmemiş, atılan her sloganın, sıkılan her kuruşun hesabını 3 Adam´a fatura etmişlerdi.

Demek yargıçlar, bu mesailerini insan haklarına ayırsalardı, hukuk devleti kurabilirlerdi. Ama zulüm ile hükmetmek ne de tatlıydı!

Bindirilmiş kıtalar Yassıada salonunu doldurmuş, kabare oynatılıyordu. Vizyondaki filmin adı ‘Düşükler´di.

Roma arenalarını aratmıyordu, şaklabanlıklar.

Hüküm verilmişti. Polatkan, Zorlu ve nihayet Menderes…

6 doktor, dipçiklerin gölgesinde, ağır hasta Menderes´e ‘Sağlam Raporu´ vermişti.

Abdest aldı, mektubunu yazdı, sehpaya kendi çıktı.

Acı çeksin diye düğüm boğazına getirildi, şehadete uçtu.

3 Dev Adam sonsuza dek sevgiyle anılırken; kalem kıran kalemşörler, cellatlarıyla haşrolunacakları Büyük Gün´ü bekliyorlar.

Sivas Postası / Tarık Sezai Karatepe


YORUM YAP

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.