Aşık Veysel’in türküsüyle giriş yapalım istedim son yıllarda daha çok kanayan yaramız haline gelen topraklarımızın haline!
BENİM SADIK YARİM KARA TOPRAKTIR!!
Şimdilerde dinledikçe daha da anlam kazanıyor zira bu türkü..
Hani eskiden Coğrafya dersinde Ülkemiz tanıtılırken şöyle bir ifade vardı; meğer nede kıymetliymiş yıllar sonra anlıyor insan;
Türkiye kendi kendine yetebilen bir tarım ülkesidir ,üstelik ürün yelpazesi de bir hayli geniştir..
Yerli malı haftasını kutlardık, çocuk akıllarımızla çokta kavrayamasak da önemini “yerli malı yurdum malı herkes onu kullanmalıyı da “öğretirdi öğretmenlerimiz!!!
Ülkemizde üretilen ne varsa o ürünlerle bir nevi parti yapardık şimdiki gibi cipsler kolalar tuhaf tuhaf isimli yiyecek içecekler olmadan sıralarımızda!
Okullarda fındık dağıtılırdı kuru üzümle beraber …ve daha pek çok güzellik yaşanırdı bununla beraber!
Şimdilerde ise ihraç kaleminden çok ithalat kalemi her yanımızı sarıp sarmalamış çocukları bi kenara bırakalım gençliğe sorsak ülkemizin ürettiği yerli ürünleri sayamaz pek çoğu!
Bu noktaya nasıl geldik herkesçe malum tekrara hacet yok!
Çiftçimiz annesini de(anasını demeyi zu’l kabul ettiğimden ) aldı ve şehirlere göçtü topraklar da boş kaldı haliyleüretmeyi bıraktı oda tüketici oldu herkes gibi !
Biz ne yaptık tarım politikası olarak yerli tohumdan ziyade hibrit tohumlar ithal ettik ,İsrail’i kınadık boykot ettik, şov yaptık , kalabalıklara seslendik ama tohumunu kullanmaya da devam ettik
Yerli tohumun önüne bürokratik engeller koyduk!
Biz ne yaptık Bilişim ve teknolojiyi tarlaların tamamına taşıyamadık. Genellikle kara düzen bir sistem ile sürünerek ilerledik !
Biz ne yaptık yatlarda tekne ve yatlar için KDV’yi sıfırladık ama çiftçimizin traktörünü icrayla aldık elinden mazotu gübreyi tohum desteğini esirgedik ondan!
Biz ne yaptık lise gibi her yere ilahiyat fakülteleri kurduk ama ziraat mühendislerini işsiz bıraktık tarımla ilgili eğitimi egale ettik!
Ne yaptık ne ettik sonunda bu bereketli topraklardan kendimize yetecek ürün dahi çıkartamaz olduk!
Her şeyin tadını kaçırdık tıpkı ağız tadımız gibi!
Şimdi size bir Ülkeyi örnek vermek istiyorum pekte hoşlanmadığımız askında; Öyle Bir ülke düşünün ki tohumda süper güç. Sulama sistemlerini dünyaya öğreten, damlama sulama sistemlerini geliştiren, hem kendine yeten, ekonomisinde ise tarımsal ürün ihracatının hatırı sayılır bir payı olan neremi ?
İsrail…
Çölden vaha çıkartan..
Hani meydanlara indiğimizde Eeyyy diye seslendiğimiz ve prim üstüne prim yaptığımız o küçücük yer!
Keşke onu boykot edin diyerek tribünlere oynayacağımıza onun çölün ortasında yetiştirebildiği ve dünyaya ihraç ettiği tarımsal ürünlerdeki azmini gayretini başarısını örnek alsaydık ta bize sattığı gelecek seneye kullanamadığımız tohumunu boykot edebileydik ne dersiniz daha karlı çıkmaz mıydı caanım ülkemiz?
Etkin bir tarım politikamız olsaydı yüzölçümü Konya’dan Küçük HOLLANDA’nın Tarım Ürünleri ihracatı Yıllık 180 milyar $ iken
Türkiye’nin 18 milyar $ olur muydu sizce?
Hadi orayı da protesto edelim !
Çözüm olarak tanzimleri kuranlara market basanlara duyurulur ;
“Köylü milletin efendisidir “diyen bunu laf olsun diye mi demiştir Hayır tabi ki dememiştir!
Biz üretmedikçe temel gıda maddelerine kadar bağımlı duruma düştükçe küçüleceğiz ve küçüle küçüle de bir gün tükeneceğiz…
Hadi Aşık Veysel’in o muhteşem türküsünü dinleyelim ve hep beraber ağlayalım garip halimize ….
Dost dost diye nicesine sarıldım
Benim sadık yârim kara topraktır
Beyhude dolandım boşa yoruldum
Benim sadık yârim kara topraktır
Nice güzellere bağlandım kaldım
Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum
Her türlü isteğim topraktan aldım
Benim sadık yârim kara topraktır
Karnın yardım kazmayınan belinen
Yüzün yırttim tırnağınan elinen
Yine beni karşıladı gülünen
Benim sadık yârim kara topraktır
Sadık Yarin Kıymetini Bilmek Dileğiyle…
Büyük Sivas Haber
