Değerli Büyük Sivas Okuyucuları,
Sizlerle bu köşe üzerinden şehrin ve ülkenin gündemine yönelik yaptığımız araştırmaları paylaşacağımızı söylemiştik. Ülkemizin gündemi her ne kadar göz açıp kapayıncaya kadar değişse de gündemin önemli konularından birinin Başkanlık Sistemi tartışmaları olduğunu görüyoruz. Sizlerle bu konuyu SİSAM olarak Aralık 2015, Haziran 2016, Ağustos 2016 ve Kasım 2016 tarihlerinde şehrimizde yaptığımız araştırmaların verilerini baz alarak değerlendireceğiz.
NEREDEN NEREYE?
İsterseniz önce Başkanlık Sistemi ile ilgili tartışmalar nasıl bir süreçten geçti kısaca hatırlayalım. Öncelikle bu tartışma Türkiye için çok da yeni sayılmaz. İlk olarak 1980 yılında başlayan tartışmalar sonrasında Turgut Özal’ın bu konuyla ilgilenmesi ile siyasi zemine taşınmıştır. Turgut Özal’ın Başkanlık Sistemine dair en iyi argümanı Atatürk’ten itibaren tek partinin iktidarda olduğu dönemlerde ülkenin ivme kazandığı görüşüydü. Sonrasında Süleyman Demirel de Başkanlık Sistemi ile ilgili tartışmalara katıldıysa da her iki lider de Cumhurbaşkanlığı dönemlerinde bu konuyu tartışmaya açması nedeniyle muhalefet tarafından “Zaman Kazanma Politikası” şeklinde tepki görmüştür. 59. Hükümet işbaşı yapmasından kısa bir süre sonra dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan küllenen tartışmaları tekrar alevlendirmiştir. Partisinden genel olarak destek gören Erdoğan’a muhalefet büyük tepki verirken, dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer de güçler ayrılığı ilkesine vurgu yaparak tartışmalara katılmıştır. Nihayetinde AK Parti 2013’te hazırladığı Başkanlık Sistemi teklifini Anayasa Uzlaşma Komisyonuna vermiştir. Muhalefetin tepkisi ise nettir.
Türkiye’de Başkanlık Sistemi tartışmaları hep iktidardaki siyasilerden gelmiştir ve doğrudan muhalefet tepkisi görmüştür. Ama yakın dönemde çok da alışık olmadığımız bir siyasi gelişme yaşadık. MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli, Başkanlık sistemi ile ilgili beklenmedik bir çıkış yaparak konuyu halka götürmede bir sakınca görmediğini ifade etmiştir. İktidar tarafından altın kıymetinde olan bu sözler ile tartışmalar görüşmelere evrilmiştir. MHP ve AK Parti’ nin üzerinde uzlaştığı 21 maddelik değişikliği içeren metin Meclis’e sunulmuştur. Görüşmelere destek veren Bahçeli uzlaşı metninin Meclis’e sunulmasında imza atmanın fiili koalisyon algısı oluşturabileceğini düşünerek bir sınır koymuştur. Uzlaşı metni başta Sayın Başbakan Binali Yıldırım’ın ve 316 milletvekilinin imzası ile Meclis’e sunulmuştur. Genel kurulda 330 Milletvekilinin desteğini aldığı takdirde 60 gün içerisinde değişiklik halk oylamasına gidecektir.
SÜRECİ SİVAS NASIL DEĞERLENDİRDİ?
Sivas’ta Aralık 2015’te yaptığımız araştırmada, “Bu pazar seçim olsa AK Parti’ye oy veririm.” diyenlerin oranı % 70’lerdeyken Başkanlık Sistemine olumlu bakanların oyunun %58’ de kaldığını görüyoruz. Bu bize o dönemde AK Parti’ye oy veren seçmenin ciddi birbölümünün Başkanlık Sistemi ile ilgili destek vermediğini gösteriyor.(Bakınız 1ve2 nolu)
Haziran 2016’da yaptığımız araştırmada, AK Parti’ye oy veririm diyenlerin oy oranını %58’lerdeyken, Başkanlık sistemine olumlu bakanların oranının %53’lere gerilediğini görüyoruz. AK Parti oylarındaki azalmanın, Başkanlık Sistemine olumlu bakanların oranını da geriye çektiğini anlıyoruz.(Bakınız 3 ve 4 nolu grafik)
Ağustos 2016’da yaptığımız araştırmada, darbe teşebbüsünden sonra AK Parti’ye oy vereceğini söyleyenlerin oranının %75 gibi -Cumhurbaşkanlığı Referandumundaki orandan dahi daha yüksek- bir orana çıktığını görüyoruz. Bu dönemde Başkanlık Sistemi ile ilgili olumlu görüş bildirenlerin oranının da ciddi manada yükselerek %70’lere çıktığını görüyoruz. Darbe sonrası Sivas’ın Cumhurbaşkanına ve hükümete büyük bir destekle sahip çıktığını söyleyebiliriz.(Bakınız 5 ve 6 nolu grafik)
Kasım 2016’da yaptığımız araştırma, diğer çalışmalarımıza nazaran daha büyük önem arz etmektedir. Çünkü Başkanlık Sistemi tartışmaları Sayın Devlet Bahçeli’nin açıklamaları ile fiiliyata dökülmeye başlamış, konunun teknik detayları ortaya çıkmıştır. Model de Partili Cumhurbaşkanlığı yani dünyadaki ismi ile Yarı Başkanlık Sistemi’nde karar kılınmıştır. Elbette yaşanan bu gelişmelere, halkın verdiği cevaplar büyük önem taşımaktadır. Öncelikle Devlet Bahçeli’nin tutumu Sivas halkı tarafından % 80 civarında olumlu karşılanmıştır. .(Bakınız 7 nolu grafik)
Kasım 2016
MHP lideri Devlet Bahçelinin Başkanlık Sistemi ve Anayasa Değişikliği hakkında Ak Parti birlikte hareket etmesini, nasıl buluyorsunuz?
Buna karşın “Bu pazar seçim olsa AK Parti’ye oy veririm.” diyenlerin oranı %66’ ya düşmüş, olası referandumda evet diyeceklerin oranı ise %67 ye gerilemiştir. .(Bakınız 8 ve 9 grafik)
Sorduğumuz bir diğer soruda Başkanlık Sistemine evet diyeceklerin en önemli tercih sebebinin % 62 ile “Recep Tayyip Erdoğan Sevgisi” olduğu dikkatimizi çekmektedir. .(Bakınız 10 nolu grafik)
Yani Sivas halkı Parlamenter Sistemin aslında yetersiz olduğunu da düşünmemektedir. Referandumda olumsuz görüş bildirenlerin % 43’ü de konunun yeterince anlatılamadığı için olumsuz fikir beyan ettiklerini belirtmiştir. .(Bakınız 11 nolu grafik)
Referandumda ki tercihinizin en çok etkileyen sebep nedir? Sorusuna olumsuz bakan ve fikir beyan etmeyen 464 kişi’nin
Son durumu partiler bazında analiz edecek olursak; AK Parti’ye oy veren seçmenin büyük çoğunluğunun referandumda evet oyu kullanacağını söyleyebiliriz. Dikkat edilmesi gereken bir durum da son araştırmada AK Parti’nin darbe sonraki döneme göre ciddi bir düşüş yaşamasıdır.
MHP kanadında işler AK Parti’ye göre daha karışık görünüyor. Devlet Bahçeli’nin darbe teşebbüsü sırasında gösterdiği tavır sonrasında Başkanlık Sistemi ile ilgili açıklamaları Sivas halkı tarafından genel olarak büyük beğeniyle karşılanmış olsa da parti içinde aynı durumun söz konusu olduğunu söylememiz zor. Başkanlık Sistemi ile ilgili fiili bir koalisyon yapmamasına karşın Devlet Bahçeli’nin tavrı, parti içindeki muhalefet tarafından Recep Tayyip Erdoğan’ı Başkan yapmak için uğraştığı şeklinde yorumlanmıştır. Yaptığımız çaprazlamalar sonucunda Sivas’ta MHP seçmeninin Partili Cumhurbaşkanlığı Modeline olumsuz baktığı görülmektedir. Kısacası MHP‘nin süreçte neyi destekleyip neyi desteklemediğini seçmenine iyi anlatamadığını söyleyebiliriz.
CHP tarafında durumun daha net olduğu ortada… Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu süreçteki tutumu, genelde %77.5 oranla olumsuz bulunsa da parti içinde bir tutarlılık olduğunu görüyoruz.
KARARSIZLAR ARTIYOR…
Tüm seçimlerde elbette en çok merak edilen konu kararsızların tutumları oluyor. Önümüzdeki sürecin bir seçimi değil referandumu gösteriyor olması kararsızların önemini daha da artıyor. Son araştırmamız bu oranın Sivas için giderek yükseldiğini gösteriyor.
PARTİLERİ YOĞUN BİR DÖNEM BEKLİYOR
21 maddelik Anayasa değişikliği, mecliste 330 milletvekilinin oyunu alırsa referandum süreci başlayacak ve süre 60 gün… Şu açık ki AK Parti ‘nin bunu sadece kendi oyları ile başarması zor görünüyor. Bu yüzden bu süreçte kararsızların oyunu alabilmek için epeyce uğraşacak.
MHP’nin seçmenine karşı daha net tutum izlemesi ve gündemini tüm teşkilatı ve seçmeniyle paylaşması gerekiyor. İşin zor kısmı bu süreçte karşısında ciddi bir parti içi muhalefet olması.
CHP tabanıyla bu süreci daha tutarlı yürütüyor. Elbette kararsızları etkilemek için onları da yoğun bir dönem bekliyor.
Şöyle diyebiliriz ki Meclis Genel Kurulunda yapılacak görüşmenin ardından, 60 gün boyunca kimine göre Başkanlık, kimine göre Diktatörlük, kimine göre Partili Cumhurbaşkanlığı tartışmalarıyla oturup kalkacağız. Hadi hayırlısı…