Son günlerde sık sık haberlere konu olan Marmara Denizindeki müsilaj sorunu herhalde hepimizin malumudur.
Yurdal Epsileli’nin “Siyasi Müsilaj” Başlıklı Köşe Yazısı
Deniz üzerindeki bu salyanın oluşma sebebi uzmanlara göre kirlilik,atıkların arındırılmadan denize dökülmesi ,deniz suyunun ısınması ve dalgalanmanın azalması olarak açıklanmakta.
Demekki kirlilik ve pislik çoğaldıkça bir yerde ve arıtma mekanizması yeterince etkin değilse , temizlik sistemsel olarak sağlanamıyorsa işte orada bu şekilde mide bulandırıcı, yapış yapış organizmalar türeyerek tertemiz canlıları da yok ediyor onlara da yaşama hakkı vermiyor.
Pislik bulaşıcıdır çünkü önlem alınmazsa yayılır, artar, sirayet eder ve orada temiz kalınması imkansızlaşır!
Tüm bu kötü görüntünün müsebbibi tabi ki insanoğlu !!!
Elinin değdiği he rşeyi yok etmesiyle müsemma bir varlık ve buda bir örneği maalesef!!
Tüm bunları Dünya Çevre Günü farkındalığı dolayısıyla yazmayı dilerdim fakat benim gündemimde bir başka müsilaj var hem de temizlenmesi daha zor daha zaman alıcı ve daha iğrenç bir görüntüde!!!
Siyasi müsilaj diyorum adına kendimce,son zamanlarda siyasette yaşanan bu kirliliğin bu iğrenç görüntünün adına uygun olacağını düşündüğümden.
Heryerde kendi adamımız olsun bizden olsun çamurdan olsun kayırmacılığını zaten biliyordukda organize suç örgütü liderliğiyle suçlanan bir şahsın anlattıklarıyla bu işin bu kadar basit olmadığınıda anlamış olduk!!
Eski Maliye Bakanı aynı zamanda Cumhurbaşkanımızın damadından tutunda İç İşleri Bakanına kadar pek çok üst düzey bürokrat ve yargı mensubunu da zan altında bırakan açıklamaları duydukça ülkemin ne kadar kirli ilişkilerle anıldığını ve kurumların ne kadar salyayla kaplandığını üzülerek görmüş oluyorum.
Haksız ihaleler, yolsuzluklar, makamı kötüye kullandırmalardan, insanların paralarına mallarına çökmeler, devlet bankalarından alınıp ödenmeyen krediler..
Bu liste uzayıp gitmekte..
İnandırıcılığı konusuna gelince yapılan anketlerde yüzdelik oranı yetmişlere dayanmış gözükmekte fakat biz bunların gerçekmi yoksa iftira mı olduğunu bilemeyiz sadece gördüğümüz şey inanılmaz bir kirlilik ve devlet kurumlarını zan altında bırakan sözler olduğudur.
Elbette tüm bunların gerçekliği veya iftira olduğu hukuk yoluyla ortaya çıkmalıdır ve gün gelecek tüm bunların hesabı verilecektir hukukun üstünlüğüne olan inancımızın devamı içinde bu gereklidir!
Hülasa, Marmara Denizindeki müsilaj sorunu birgün bitecek ,arıtma tesisleri daha işlevsel olanlarıyla değiştirilecek deniz temizlenecek yine eski eşsiz güzelliğine kavuşacaktır.
Dileğim ülkemizinde bir an evvel siyasi arenadaki bu kirliliklerden bu salyalardan temizlenmesi temiz siyaset temiz toplum temiz geleceğe kavuşmasıdır.
Devlet kurumlarına ve hukuka olan güvenimizin sarsılmaması esastır ve bunun yoluda tüm bu suçlamalara karşı muhatapların hukuk karşısında kendilerini temize çıkarmaları , şayet dedikleri gibi suçsuzlarsa halk nezdinde bunu ispat etmeleri ve bu kirliliğe sebep olanların hesap vermelerini sağlamaları elzemdir.
Sonumuzu Allah bilir elbet fakat başlangıçlar bizimdir ,biz temiz siyasetçilerle tertemiz bir toplumda yaşamak istiyoruz !!!
Saygıyla..
Büyük Sivas Haber