Sağlık Bakanlığı Dr. Abdurrahman Yurtaslan Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Aşkın Esen Hastürk, sosyal medyanın gereksiz ve eğlence amaçlı kullanımıyla gelişen “beyin çürümesi” durumunun tüm yaş gruplarında etkili olduğunu belirtti.
Sosyal medyanın gizli tehlikesi ‘Beyin çürümesi’nin en çok etkilediği iki kesim
Oxford Sözlüğü tarafından 2024’te yılın kelimesi seçilen “beyin çürümesi” (Brain Rot) kavramı, sosyal medyanın aşırı kullanımından kaynaklanan bilişsel ve sosyal bozuklukları tanımlıyor.
“Beyin Çürümesi” Nedir?
Prof. Dr. Hastürk, bu kavramın ürkütücü bir tanı olarak algılanmaması gerektiğini, ancak sosyal medyanın kronik ve gereksiz kullanımının insan yaşamına olumsuz etkiler getirdiğini ifade etti. Hastürk, “Sosyal medyanın aşırı kullanımına bağlı olarak entelektüel fonksiyonların bozulması, hafıza problemleri, sosyal yaşamdan kopma ve depresyon gibi belirtiler ‘beyin çürümesi’ olarak adlandırılıyor,” dedi.
Temel Belirtiler Neler?
“Beyin çürümesi,” özellikle sürekli telefon kullanımı ve sosyal medyadan kopamama gibi davranışlarla kendini gösteriyor. Prof. Dr. Hastürk, bu durumu şu şekilde açıkladı:
“Sürekli telefonla yaşamak, her an bildirim kontrol etmek, sosyal medyayı hobilerden ve insan ilişkilerinden önde tutmak en belirgin belirtilerdir. Bu durum sosyal medya kullanımının artmasıyla birçok kişide yaygın hale geldi.”
Gençler Daha Fazla Risk Altında
“Beyin çürümesi”nin tüm yaş gruplarını etkilediğini ancak özellikle ergenlik çağındaki bireylerde ciddi sonuçlar doğurduğunu belirten Hastürk, pandemi döneminden itibaren bu durumun daha belirgin hale geldiğini söyledi.
“ABD’de yapılan araştırmalar, 6-14 yaş grubunda sosyal medya bağımlılığının pandemi öncesine kıyasla yüzde 40’tan yüzde 70’e çıktığını, ergenlerin çevrim içi bağımlılığının ise günde 9 saati bulduğunu gösteriyor. Bu veriler, ergenlik gibi karakter gelişimi açısından kritik bir dönemde olan bireyler için büyük bir tehlikeye işaret ediyor,” diye konuştu.
Ailelere Öneriler
Ekran ve telefon bağımlılığıyla mücadele için ailelerin bilinçli adımlar atması gerektiğini belirten Hastürk, şu önerilerde bulundu:
Cep telefonu kullanımına yaş sınırı getirilmeli.
Aileler, telefon ve internet kullanım sürelerini sınırlandırmalı.
Aile yemekleri ve arkadaş buluşmaları gibi sosyal aktivitelerde telefon kullanılmamalı.
Uyku saatlerinde internet erişimi sınırlandırılmalı.
Prof. Dr. Hastürk, “Ebeveynlerin çocuklarına rol model olması çok önemli. İnsan ilişkileri ve hobiler ön planda tutulmalı, cihazsız alanlar ve zamanlar yaratılmalı. Bu, sadece çocuklar için değil, toplum genelinde sağlıklı bir yaşam için de gerekli,” dedi.
Haber merkezi
Büyük Sivas Haber