
Eskiden toplumu yöneten hükümdarlar devlet işleri ile ilgili çalışırken, danışmak, istişare etmek, alacakları kararları topluma benimsetmek, uyguladıkları kararlar neticesinde çıkacak olan sorumlulukları paylaşmak, en doğruya karar vermek vb. maksatlarla kurullar oluştururlardı.
Bu mantık çerçevesinde oluşturulmuş olan meclise TOY denir.
Toy kelimesinin anlamı Devlet Meclisidir. Benzer şekilde Meclis, Toplantı ve Ziyafetli Eğlence Yemeği anlamları da vardır.
Özellikle Moğollar döneminde “Toy” devlet işlerinin görüşüldüğü ve daha sonra yenilip, içilip, eğlenilen bir festival niteliğindeydi.
Toy ifadesi 13 YY.’ın ortalarından sonra kaynaklarda geçmeye başlamıştır. Zamanla Toy ifadesi Kurultay ifadesine dönüşmüştür.
Yine “Toy”, Asya Hun İmparatorluğu’nda, Mao-tun dönemine kadar dini ayinlerin yapıldığı halkın nüfusunun ve hayvan sayısının belirlendiği ve devlet işlerinin görüşüldüğü toplantılar olarak karşımıza çıkmaktadır.
Hsiung-nu Devleti’nin Shan-yü (veya Tan-hu) denilen hükümdarları karargâhlarında yılda üç defa birinci, beşinci ve dokuzuncu aylarda veya başka bir deyişle yılbaşı, ilkbahar ve güz mevsimlerinde Toy toplantıları gerçekleştirmekteydi. Bütün bu toplantılar yapıldıkları ayın beşinci günü olan “wu” günü yapılırdı. Bu toplantılara, Kabile reisleri katılırdı ve bir festival olup eğlenilirdi, fakat aynı zamanda atları kurban verilir, ibadet edilirdi.
Yine bu toplantıda bütün büyük devlet işleri de görüşülürdü ki bu da ilkbahar toplantısının önemini artırmaktaydı. Burada görüşülen başlıca konular şunlardı: Askeri stratejik meseleler, dış politikayla ilgili işler, elçi kabulleri, yeni hükümdar (Shan-yü) seçimi
Hunların yanı sıra diğer bütün Türk devletlerinde de bu tür toplantıların yapıldığını, meclislerin toplandığını görüyoruz. Göktürklerde de bu toplantılardan yapılmaktaydı. Yılın beşinci ayında ilkbaharda yapılan ve halkın da katıldığı toplantı yine en önemlisiydi. Bu toplantılar aynı zamanda bir bayram gibi kutlamalara sahne olur, at yarışları yapılır, şarkılar söylenir, kımız denilen içki bol miktarda içilirdi
Tabgaç Devleti’nde böyle bir devlet ve nazırlar meclisi, Hazar Devleti’nde “İhtiyarlar Meclisi”, Peçeneklerde “Komenton” denilen önemli kararların alındığı meclis ve Tuna Bulgar Devleti’nde “Millet Meclisi” bulunmaktaydı.
Oğuz Türklerinde de aynı amaçla Toy’lar düzenlendiğini görüyoruz. Bu toylar bir eğlence ve yemekli ziyafet olduğu, devlet işlerinin görüşüldüğü meclisler niteligindeydi
Devlete bağlı bireylerin de bir sadakat göstergesi olarak katıldığı bu törenler, Oğuzların içtimai ve siyasi hayatında önemli bir yer tutuyordu. Oğuzlar yine “Tirnek” (Dernek) ya da Kengeş Toyu denilen meclisleri çeşitli vesilelerle toplar kararlar alırlardı.
Oğuz toylarını diğerlerinden ayıran bir diğer özellik de yemekten sonra davetlilerin, misafir bulundukları evi yağma etmeleridir. Buna (Han-ı Yağma) denilmekteydi. Arap gezgini İbn-i Faldan Seyahatnamesi’nde Oğuz toylarına bey ve komutanların yanı sıra halkın da katıldığını belirtmektedir ki, bu da diğer Türk devletleri meclislerinin hepsinde görülen bir özellik değildir.
GELELİM GÜNÜMÜZE;
Benzer şekillerde düzenlenen toplantılarda niyet her ne kadar halis olsa da, geçmişten alınan örnekler doğrultusunda bu toplantılar “Toplantı ve Ziyafetli Eğlence Yemeğinden” öteye geçmemektedir. En azından görüntü böyle. Resimlerde herkes mutlu, herkes eğleniyor, herkesin keyfi yerinde.
Bu durumda toplanan Toylar hayrola demekten başka da elden bir şey gelmiyor.
Belirtmekte fayda var. Toy Başkanı ile Toy Devlet Başkanı arasında ki buzlar eri”miş” gibi yapıyorlar. Erimeyen buzların her ikisine de zararının olduğunu biliyorlar. Asıl zararı ise Toy’umun toyları görüyor.
Önünü dahi göremeyen, şehirdekilerin elinden gelse şuan şehre dahi sokmayacağı, Şehrin Eminlerinin davet edilerek bir araya getirildiği TOY’larda görüşülen “Devlet Meseleleri”, Devletin başına bela olan FETÖ’den umarız arındırılmış olur.
Toylarda eskiden yapılan at yarışları, alanlar müsait devam etsin, şarkılar söylensin, ama bu dini ayinleri yanlış anlamamak gerek malumunuz.
Eskiden bu toylarda olan yağmalama meselesi ise Sivas’ın sürekli gündeminde Buda ayrıca malumunuz
Bu toplantılardan herhangi bir sonuç çıkıyor mu? Sanmıyorum! ama “Birlikte Rahmet Ayrılıkta Azap Vardır” cümlesinin de tam yeri diye düşünüyoruz
O zaman son söz, “Kötü niyetlilerin Tez Kellesi vurula…”
Bu arada bu ilk yazı olması hasebiyle herkese merhaba diyelim. Adım Robin Soyadım Hud.
Ben sizin bildiğiniz Robin Hood’lara benzemem.