Ülkenin başına geçen herkesin ortak hayaliydi Başkanlık Sistemi.Tüm itirazlara rağmen nihayet en somut adım atıldı. Meclis halkın karar vermesi için referandumun yolunu açtı ve artık hepimiz sandığın önümüze gelmesini bekliyoruz. Bu görüşmeler esnasında birbirine giren vekilleri görmek hiç birimizin hoşuna gitmedi. Hele ki ısıranları, yumruk atanları, saç saça, baş başa kavga edenleri, hatta kürsüyü kıranları, bununla yetinmeyip kendini kürsüye kelepçeleyerek aklınca(!) eylem yapanları gördükçe temsil yetkisi verdiklerimizin ne hallerde olduğunu anladık ve yeniden seçim olsa mevcut isimlere oy verir miydik diye düşünmeye başladık. Çünkü parlamenter sistemde meclise gönderdiğimiz vekiller bizim gönülden seçtiğimiz değil, önümüze dayatılan isimler. Bazı partiler, temayül, anket ya da önseçim sistemiyle en doğruyu bulmaya çalışsalar da, ağırlıklı olarak listelere parti genel başkanları karar veriyor ve bize sunuluyor. Sistem değiştiğinde vekilin seçilme sistemi de değişecektir ve işte o zaman doğru isimleri meclise gönderip tam anlamıyla bizim vekilimiz diyebileceğiz.
Yeni sistem ülkeyi uçuracak mı göreceğiz ama şuan göremediğimiz tek şey sonucun ne olacağı. Kağıdı kalemi eline alıp hesap yapanlar mutlaka vardır. İktidar ve yeni sisteme destek verenler referandumdan “evet” çıkacağını söylüyor. Chp ve diğer kesim ise “hayır” çıkacağından emin. Hatta Kılıçdaroğlu, Fatih Altaylı’nın programında kesin bir dille “hayır” çıkacağını söyledi. Mutlaka Kılıçdaroğlu da hesap yapmıştır. Çünkü kendisi defalarca “ben hesap adamıyım” dedi. Gerçi Genel Müdürlüğünü yaptığı Ssk’yı batırması nasıl bir hesap hatası bilmiyorum ama Kılıçdaroğlu’nun bildiği birşey var demekle yetiniyorum. Hatta referandumu da bir seçim olarak algılar ve “evet” çıkacağını farz edersek Kılıçdaroğlu’nun kaçıncı yenilgisi olacak onu da hesap etmek lazım.Yazmayım, söylemiyim diyorum ama ben dursam Kılıçdaroğlu durmuyor. Diyor ki aynı programda “bu sistem İslam’a da karşı”, ne yani onlarca İslam halifesi, İslam’ın karşı olduğu bir uygulama mı yaptı? Sanırım Kılıçdaroğlu aslında laiklik İslam’a karşı demek istedi dili sürçtü. Laiklik İslam’a karşı olur mu diyen varsa çay eşliğinde detaylı bir şekilde anlatır, o çayların parasını da ödetirim, biline…
Referandumda “evet” çıkması için %50.1 yeterli rakam. Ama bu rakama nasıl ulaşılır hadi birlikte hesap yapalım. Son seçimi referans alırsak, Ak Parti % 49, Mhp %12 oy almış. Geriye kalan ne kadar parti varsa onların oyu da %39. Yani sadece 2 partinin seçmeni %61 ile yeni sistemin gelmesini sağlıyor. Ancak gerek Ak Parti içinde, gerekse Mhp içinde “hayır” oyu verecekler var. Kasım seçimlerini en iyi bilen isim Adil Gür yaptıkları anket sonuçlarını paylaştı ve iyi bir kampanya %60 ve üzeri “ Evet”i getirir dedi ama uyarmayı da ihmal etmedi; sonuç ne olursa olsun her seçmen sandığa gitmeli ve ülkenin yarınına karar vermeli. Ne “evet” diyenler havaya girsin ne de “hayır” diyecekler umutsuzluğa kapılsın.Gerçi muhalefet dövizin yükselmesi ve ekonominin kısmen sıkıntılı olmasının “hayır”ı güçlendireceğine bel bağlasa da vatandaş ülkeye dışardan müdahale edildiğinin farkında ve sırf bu yüzden seçim ya da referandumda ki önceliğini gönül verdiği parti değil ülke olarak belirlemiş durumda. Fetöcüler şu sıralar sosyal medyada yurtdışından “ben evet diyeceğim” açıklaması yaparak bir başka ayak oyununa yelteniyor ama artık bu oyunları yemiyoruz!
Sosyal medyada son günlerde “varım” diyenlerle “yokum” diyenlerin videoları dikkat çekiyor. Acun Ilıcalı’nın yarışma programını anımsatıyor olsa da popüler isimlerin görüşlerini beyan etmeleri bana göre oldukça hoş. Hatta bu beyana normal vatandaşın da dahil olması oldukça eğlenceli olabilir. Ayrışma var diyenlerin ekmeğine yağ sürmek isteyenler pusuya yatmış olsa da en güzel cevabı o videolarda kullanılacak dil ile verebiliriz. “Varım” ya da “Yokum” diyenlerin ortak noktasının vatan sevgisi olduğunu ve kimsenin bir diğerini hainlikle suçlamaya hakkı olmadığını bilmemiz lazım. Bu sevgiyi ve ortaklığı bozmak isteyenlerin ise hain üstü hain olduğunu fark etmek ve onlara gereken cevabı da anladıkları dilden vermek lazım. Bana gelince video çekmeyi düşünmüyorum ama görüşümü Acun’un yarışmacının verdiği cevabın peşine yapıştırdığı nidayla seslendirerek anlatıyım; Varım diyorrrrrr…
