Cemil Duymaz’ın “Virüs Mikropları” başlıklı köşe yazısı;
“Virüs Mikropları”
Hepimiz tırsıyoruz…
Hepimiz panikliyoruz…
Hepimizin ödü kopuyor…
Hepimiz tedirginiz…
Hepimiz ölüyoruz…. Evet hepimiz ölüyoruz. Bazen bir virüs sayesinde, bazen bir trafik kazasında, bazen bir depremde. Hayatımıza giren şu Korona virüsü olmasa ölümü hayatımızdan tamamen çıkartmıştık. Hepimiz kendimizi ölümsüz sanıyorduk ve hatta sonsuzluk denen şey tamda bize göreydi. Ne oldu abiler birden kalp atışımız hızlandı. Yolda yürürken dün selamlaşıp, sarıldıklarımıza bugün cüzzamlı muamelesi gösterir olduk. Sokaklar desen maskeli balo moduna girmiş durumda. Gözle görünmeyen bir ŞEY nasılda alt üst etti hayatımızı dimi ? Fani olduğumuzu hatırlattığı için virüslerden nefret ediyoruz dimi? Yahu insanın aciz olduğunu daha hangi resim anlatabilir ki? Kusura bakmayın abiler ve ablalar ama koca bir HİÇİZ!
Hayatımızı kendi planlarımıza göre değil de bu virüse göre ayarlamak zorundayız artık. Şükür olsun ki devletimiz ve gerekli kurumlar önceden birçok tedbir aldı ve virüsün çok daha fazla insana yayılmasının önüne geçti. Ancak devleti ciddiye almayanlar sayesinde virüslü hasta sayımızda artış var. Ha diğer ülkelerdeki rakamlara göre bizde ki sayılar hiçbir şey ama sıkıntı maalesef “atın ölümü arpadan olsun” vurdum duymazlığına sahip olan insanımızda. Umreden binlerce insan geliyor devlet “sizi karantinaya almalıyız” diyor ama bizim abiler kurallara uyup efendi gibi bekleyeceklerine bulundukları yerden kaçıyorlar. Devlet tedbir amaçlı okulları tatil ediyor, üniversite eğitimine ara veriyor, bizim geleceğimize sahip çıkacak öğrenci kardeşlerimiz soluğu otogarda alıyor, e haliyle o yoğunluğu gören firmalarda fırsattan istifade edip fiyatlara bindiriyorlar. Sadece onlar değil ki, kolonya fiyatları almış başını gidiyor, maskeler desen kendini uçan halı sanıyor, dezenfektan ürünleri ise cüzdanda ne var ne yok eritiyor. İşinin hakkını veren, ahlaklı, erdemli ve fiyatlarını artırmayan tüm firma ve kuruluşları dışarıda tutuyor ve geriye kalanların bende ki karşılığını açıklıyorum… İĞRENÇSİNİZ, ADAM DEĞİLSİNİZ ve NAMUSSUSSUNUZ.
Dünyanın sarsıldığı bu virüsün ülkemize gelmesini ve ortalığı yakıp, yıkmasını isteyen bir grubunda olduğunu üzülerek söylemek isterim. Milleti panikletmek için sahte bilgiler, whatsaap mesajları ve sahte evrak düzenlemekten dahi kaçınmayan bu şeref yoksunları amaçlarına ulaşamıyor, ulaşamadıkça kuduruyorlar. Bu kitlenin aslında derdi virüs filan değil, bu namus özürlü kitlenin derdi virüsü bahane ederek sokakların karışmasını sağlamak ve böylece Sayın Başkan Recep Tayyip Erdoğan’dan kurtulmak. Hemen söyleyeyim Korona virüsü binlerce insana bulaşabilir, zamanında müdahale o hayatın kurtulmasını sağlar ancak ERDOĞAN ALERJİSİne yıllardır kapılmış öyle bir kitle var ki maalesef onların tedavisi yok. Hatta istedikleri, arzuladıkları olmayınca kuduz köpekler gibi salyalarını akıtarak geziyorlar. Neyse bu tiplerin bekledikleri de , umdukları da olmayacak ve kahırlarından geberip gidecekler. Bu arada dikkat çekmek isterim virüs yayıldıkça kamu kurumları kapatılsın cümlesinden yola çıkanlar, c”ezaevleri boşaltılsın”la Fetöcülerin dışarı çıkarılmasını, “kışlalar boşaltılsın” isteğiyle de Kripto Fetöcülerin yeniden darba girişimi yapmasını arzu ediyorlar, demedi demeyin. Bir kere daha yineliyim cesareti olan varsa buyursun bir denesin ama bu kez merhamet ya da acıma filan beklemeyin bizden.
Ortalığı karıştırmak isteyenlerden biri de adı Türk Tabibler Birliği olan grup. Sosyal medyadan paylaştıklarıyla manipülasyon yapan bu birlik ne kadar işe yaramaz olduklarını bir kere daha kanıtlıyorlar. Yahu ortalığı karıştırmak yerine gidinde şu virüse çare bulacak araştırmalar yapın ve memlekete, hadi geçtim memleketi insanlığa biraz faydanız olsun. Ama bu kitleden bunu beklemekte imkansız. ALLAH muhafaza ülke savaşa girse başkomutan Erdoğan olsa Türk Tabibler Birliğinden bir tanesi cepheye gidip yaralı askere bakmaz, müdahale etmez. Çünkü bu tiplerin ne kafası ne de kalbi vatan sevgisini algılayacak kapasitede değil. İçleri simsiyah, kalpleri kapkara ve zihinleri karanlık. Bu tiplerin, bu örümcek kafalıların ve bu ruhsuzların sayısının artması her türlü virüsün zararından daha fazladır. O nedenle devletimiz virüs için bir tedbir alıp, insanları karantinaya alıyorsa bu özürlü kitleyi de karantinaya almalı ve en azından “insanlığı” güzelce öğretmeli, vesselam.
