
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, boşanma davalarında önemli bir karara imza attı.
Yargıtay’dan boşanma davası sürecinde yaşayan eşleri ilgilendiren kritik karar!
Boşanma davası açıldıktan sonra tarafların zorunluluktan dolayı aynı evde yaşamalarının “af” olarak değerlendirilemeyeceğine hükmetti.
Mahkeme boşanma talebini reddetti
Davaya konu olayda, kanser tedavisi gören bir kadının, eşinin düzenli bir işi olmadığını, ekonomik şiddet uyguladığını, tehdit ve hakaret ettiğini, aşırı kıskançlık sergilediğini ve ilk evliliğinden olan kızına kötü davrandığını iddia ederek boşanma davası açtığı belirtildi. Davalı erkek ise mahkemeye herhangi bir yanıt vermedi.
Ancak İlk Derece Mahkemesi, tarafların boşanma süreci devam ederken bir süre daha aynı evde yaşadıklarını gerekçe göstererek, “karşılıklı olarak birbirlerini affettiklerine” kanaat getirip boşanma talebini reddetti.
Bölge Adliye Mahkemesi istinaf başvurusunu reddetti
Kadının avukatı, af durumunun olmadığını ve tarafların ifadelerinde de bu yönde bir beyanın geçmediğini belirterek istinaf başvurusunda bulundu. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi, İlk Derece Mahkemesi’nin kararını usul ve yasaya uygun bularak istinaf talebini reddetti.
Yargıtay: “Zorunluluktan aynı evde yaşamak, af anlamına gelmez”
Davayı temyiz incelemesine alan Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu. Gerekçeli kararda şu ifadelere yer verildi:
“Toplanan delillerden ve dinlenen tanık beyanlarından, davacı kadının kanser tedavisi görmesi ve çocuklarına bakacak durumda olmaması nedeniyle dava açıldıktan sonra bir süre daha tarafların aynı evde yaşadığı anlaşılmaktadır. Bu durumun zorunluluktan kaynaklandığı açıktır. Bu nedenle, aynı evde yaşamanın af olarak nitelendirilmesi mümkün değildir.”
Bu doğrultuda Yargıtay, “Mahkeme, işin esasına girerek boşanma davasının kabul edilip edilmeyeceğine dair tüm delilleri değerlendirmeli ve ona göre karar vermeliydi” diyerek dosyayı yerel mahkemeye geri gönderdi.
Avukat Fatih Karamercan: “Özgür irade yoksa af da yoktur”
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan İstanbul Barosu üyesi Avukat Fatih Karamercan, Yargıtay’ın kararının hukukî açıdan yerinde olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Boşanma davası devam ederken, eşlerin bir araya gelmelerinin af olarak değerlendirilebilmesi için bu davranışların tamamen özgür irade ile gerçekleşmesi gerekir. Eğer bu durum zorunluluktan kaynaklanıyorsa, af olarak kabul edilmesi ve boşanma talebinin reddedilmesi mümkün değildir. Bu karar, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1 Mart 2023 tarihli kararıyla da uyumludur.”
Yargıtay’ın bu kararı, boşanma sürecinde olan çiftlerin çocukları veya çeşitli zorunluluklar nedeniyle aynı evde kalmalarının “evliliğin yeniden kurulduğu” anlamına gelmeyeceğini ve bu durumun mahkemeler tarafından boşanma kararlarını etkilememesi gerektiğini ortaya koyuyor.
(İHA)