Cemil Duymaz’ın “Yeni Zübük Vizyonda” başlıklı köşe yazısı;
“Yeni Zübük Vizyonda”
Zübük filmini hatırlar mısınız? Hani Aziz Nesin’in kaleminden çıkan, Kemal Sunal’ın başrolünü oynadığı ve kendi çakallıklarını siyaset diye yutturan tiplerin anlatıldığı film… Harika bir oyunculuk ve mesajın tam verildiği bir film… O filmi ne zaman izlesem aklıma hep Süleyman Demirel gelir. Hatırlayın, Demirel Adalet Partisi Genel Başkanı iken Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası “Türk Yükseltme Derneği’nde kaydının olmadığına’ ilişkin bir yazı vermiş ve Demirel’in mason olmadığını ilan etmişti. Tabi sonrasında birçok yazar Demirel’in mason olduğuna dair iddiaları gündeme getirmişti. Demirel’in Türk siyasetine yaptıkları ve özellikle saman altından yürüttüğü sularla iz bıraktığı mutlak. Neyse işte bu Zübük filmi geldi geçti, Demirel geldi geçti ama heyhat gel gör ki film yeniden vizyona girdi. Daha doğrusu film kendine yeni bir kahraman buldu!
Yerel seçim döneminde kameralara karşı gerile, gerile kıldığı Cuma Namazı ile ve Camide okuduğu Yasin-i Şerif ile insanların gönlünü(!) ve oylarını fetheden o muhteşem(!) isim… Anladınız kim olduğunu… Evet İmamoğlu’ndan bahsediyorum. İmamoğlu’nun icraatlarından bahsetmek isterim ama gel gör ki ortada icraat yok. Hatta mevcut yatırımları dahi gereksiz görme gibi bir ileri görüşlülükle makam işgali yapıyor. Devletin yapılsın dediği ve projelendirdiği arıtma tesisini iptal edip “temel atmama töreni” yapmıştı. Hakkını vermek lazım algıya güzel oynuyor ama kendi mahallesinde… O tören sırasında kendisini özellikle ağaçların yoğun bir şekilde alkışladığına inandığını söyleyerek nebatat üzerinde de hüküm sürdüğünü ilan etmişti!
Sevgili başkanımız İngiltere ve Almanya gezisine gitmiş güzel rakamlarla kredi koparmış ve gelmişti. Başkan olmak kolay değil, bütçen yetmiyorsa kaynak bulacaksın. Ülkede ki faiz oranları yüksek olduğu için dışarıdan kaynak bulması normal ama CHP’li ağabeyler orada bir yaygara çıkartıp hükümetin CHP’li Belediyelere kaynak vermediği algısını oluşturmak için başladılar konuşmaya. Haklılar diyemem çünkü 2002 itibariyle hükümet her belediyeye gerekli kaynakları sağladı ve olabildiğinde eşit davrandı. Aksi olsaydı başta İzmir, Eskişehir ve Aydın gibi iller bugün ki seviyeye gelmezdi. Neyse o algı tutmadı. Algı tutmadı ama İmamoğlu’da boş durmadı. Çıktı kameraların karşısına “Kanal İstanbul en gereksiz yatırımdır. İstanbul’a katacağı bişey yok.” dedi ve birden gözümde Gezi Sürecinde yaşananlar geldi. Hatırlarsanız Gezi Temsilcileri dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’la görüşmüş ve taleplerini sıralamıştı. Neydi o taleplerden bazıları:
-3. Havalimanı yapılmasın,
-3. Köprü yapılmasın
-Kanal İstanbul projesi iptal edilsin…
Vayyy bak sen şu İmamoğlu’na o da aynı şeyi istiyor. Daha doğrusu birileri istiyor İmamoğlu’da bu durumu seslendiriyor. Acaba bu seslendirmede Almanya ve İngiletere’de ki bazı görüşmelerin etkisi olabilir mi? Keza özellikle İngiltere ve birçok Avrupa Ülkesi 2023 seçimlerinde İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı olması gerektiğini söylüyorlar. Söylemin ötesine geçtiler efendim deli gibi anketler yapıyorlar, insanların İmamoğlu’na doğru yönelmesi için her türlü enstrümanı kullanıyorlar.
İmamoğlu adımlarını dikkatli atmaya çalışıyor. Duayen(!) gazeteci Rahmi Turan’ın yüzyılın kulis bilgisi hem kendi elinde hem de CHP’ye elinde patladı, gözler İmamoğlu’na çevrildi lakin İmamoğlu o topa girmedi, uzakta durdu ve “partinin daha dikkatli olması “ gerektiğini anlattı. Birkaç ay sonra CHP’de genel kurul var ve Kılıçdaroğlu’nun koltuğu sallantıda(!).
Herkes İmamoğlu’nun Genel Başkan olması gerektiğini söylüyor ama olmaz, olmayacak. Çünkü İmamoğlu CHP’ye genel başkan olursa 2023 planı suya düşer. Çünkü CHP’nin topluma ve ülkeye bakış açısı, bugüne kadar güttüğü siyaset defolu.İmamoğlu sadece Chp’li seçmenin değil, Hdp’li seçmenin ve Saadetli hacıların oylarıyla geldi o koltuğa. Diyeceksiniz ki yahu zaten kendisine destek veren partilerin bakışı arıza ve o kitle Erdoğan alerjisi devam ettiği müddetçe Netanyahu gelse ülkeye el üstünde tutulur… Gerçi kendisine destek verecek yeni partilerde yolda. Ali Babacan gibi, Ahmet Davutoğlu gibi. İmamoğlu kendisini 2023 seçimlerine hazırlayadursun ama o hazırlık haybeye olacak söyleyeyim. Planlanan şu; Kılıçdaroğlu yine Genel Başkan olarak kalacak,2023 seçimleri gelince Abdullah Gül ortak aday olacak ve İmamoğlu olası yenilgi sonrası mecburen Chp’nin başına geçecek.
2023’e kadar Türkiye ekonomik darboğazından çıkar ve Türkiye’de siyaseti kendi çıkarlarına göre dizayn etmek isteyen Avrupalılar ve içeride ki işbirlikçileri yenilgiye uğrar.Erdoğan yeniden Cumhurbaşkanı adayı olursa seçilir aday olmazsa işaret edeceği kişi görevi alır. O isim kimdir diye soranlar olursa takip edin efendim köşeyi ilerde açıklarım. Her şeyi zamana bırakmakta fayda var, zaman kendini yeniler ve eski asla eskimez. Zübük Filmi eksi ama kendine yeni kahramanlar buluyor ve bulacakta. Siz hayatın tadını çıkartın, çıkartamazsanız da gidin İmamoğlu’na o size kallavi bir fiyata kaz eti eşliğinde şarap ısmarlasın ve hesabı Büyükşehir Belediyesine kitletin.Bu arada sevgili Başkan istediğini yer, içer istediği insanlara da yemek ısmarlar, vesselam…
