Sema Biçer’in “Yoksun Ama Çoksun” isimli köşe yazısı;
“Yoksun Ama Çoksun”
Bir nefret edersin, bir aşıksındır. Bir zaman kucaklarsın tüm dertleriyle, bazen de tekmelersin gönlünde en güzel hislerini. Yok edersin yüreğinde kimi zaman, bir bakarsın çoğaltmışsın istemsizce. Daha fenası yüreğin de karışır, düğüm düğüm olur. Artık yeter dersin ne olacaksa olsun. Ama olmaz…
Bugün sözüm, yüreği de kafası gibi karışıklara;
Bir yandan;
Her günün sonunda,
Hayatımın senli sonsuzluğunda,
Hep aklımdasın!
Bir yandan;
Ömrümün gül kokan sonbaharında,
Koparken yapraklarım,
Kış ayazında çiçek çiçek,
Açarken kederlerim,
Baharın kavruk alevinde,
Buza çekerken gözlerim,
Sarı sıcağında yazın,
Kar gömleğimle ben,
Deli deli dolanıyorum…
Bir yandan;
Bitirirken bizi, kendi kendimde,
Donuyorum avuçlarının aleviyle,
Diğer yandan;
Bu son
Yemin olsun,
Bu son
Artık,
Öyle bir gideceğim ki senden,
Bir daha hiç gelmeyeceğim
Hem de hiç…
Sonra, başka bir yandan da;
Her gün bitiminde,
Hem de yanı başımdayken SEN,
Kahvem ve sensizliğimle,
Haykıra haykıra,
En şahane,
Ben susuyorum…