
Cumhuriyet Üniversitesi’ndeki akademik alımlar ve kadro süreçleriyle ilgili tartışmalar büyüyerek devam ediyor. Sürece dair yapılan açıklamalar, suçlamalar ve karşı açıklamalar akademik camiada ve kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, üniversite yönetiminin tutumu da eleştirilerin odağı haline geldi.
Cumhuriyet Üniversitesi’ni Herkes Yönetmeye Çalışıyor! Bırakın da Rektör İşini Yapsın
Özellikle Rektör Yardımcısı Hayati Öztürk ve Genel Sekreter Yüksel Aydın, son yaşanan sürecin bu noktaya gelmesinde ne kadar sorumluluk taşıyor?
Rektör Ahmet Şengönül ise iddialar ve gelişmeler karşısında yeterince kararlı bir tutum sergileyebildi mi? bu sorular kendisine cevap arıyor…
Akademik Alım Krizi: Kimler Sorumlu?
Cumhuriyet Üniversitesi’nde öğretim görevlisi alım süreçlerine dair ortaya atılan iddialar kamuoyunda büyük yankı uyandırırken, üniversite yönetiminin üst kademeleri sessizliklerini korumaya devam ediyor. Genel Sekreter Yüksel Aydın, özellikle üniversitenin işleyişinde Rektör Ahmet Şengönül’den daha etkin bir isim olarak öne çıkıyor. Üniversite içerisinden gelen bilgiler, Aydın’ın birçok kararın arkasındaki isim olduğu yönünde. Rektör Yardımcısı Hayati Öztürk ise akademik alımlar ve üniversite içinde yürütülen süreçlerde ne gibi bir rol üstlendiği konusunda soru işaretleri yaratıyor. Son yaşanan olayda da Sefer Darıcı ile birlikte Hayati Öztürk’ün dahli olduğu ifade ediliyor.
Özellikle akademik kadrolarla ilgili yapılan değişiklikler, alım ilanlarında yapılan düzenlemeler ve iddia edilen diğer olaylarda, Öztürk ve Aydın’ın yetki alanlarının ne kadar etkili olduğu merak konusu.
Akademik alımların “şeffaf ve hukuka uygun” yapıldığı iddia edilse de, ilanların değiştirilmesi ve belirli isimlere avantaj sağlanması gibi konular bu söylemlerle çelişiyor.
Sefer Darıcı Neden Atandı? Görevden Alındı mı?
Ayrıca Rektör Ahmet Şengönül’ün atama kararı alıp iddiaya göre aynı gün geri çekmesi, yaşanan olaylarla ilgili kafa karışıklığı yarattı. 14 Şubat 2025 tarihinde imzaladığı “Kurumsal İletişim Direktörlüğü Görevlendirilmesi” başlıklı yazıyla, İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Sefer Darıcı’yı üniversitenin Kurumsal İletişim Direktörü olarak görevlendiren Rektör Şengönül’ün aynı gece kararını geri aldığı ifade edildi.
Bu ani değişiklik Sivas’ta büyük yankı uyandırırken, basın organlarında “Bir siyasi devreye girdi” iddiaları gündeme geldi. Kamuoyunda, üniversitedeki akademik alım süreciyle bu geri çekme kararının bağlantılı olup olmadığı tartışılırken, Rektör Şengönül konuyla ilgili açıklama yaptı.
Rektör Şengönül verdiği demeçte, yaşanan gelişmelerin herhangi bir baskı sonucu olmadığını belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Ben bir yönerge hazırlanması için talimat vermiştim. Geçtiğimiz hafta bu yönergenin hazırlandığını düşünerek belgeyi imzaladım. Daha sonra imzaladığım yazının bir görevlendirme yazısı olduğunu görünce hemen geri çektim. Öyle iddia edildiği gibi herhangi bir kimseden baskı gelmedi. Kimse bize baskı yapmadı. Zaten baskı da yapamaz. Ayrıca o olayla (sınav), bu görevlendirme yazısının geri çekilmesi arasında bir bağlantı yok.”
Ancak kamuoyunda bu açıklamalar yeterince ikna edici bulunmadı.
Rektör Şengönül Yeterince Kararlı Davranıyor mu?
Üniversitenin akademik alımlarında yaşanan krizle ve diğer karar süreçleri ile ilgili hem siyasilerden hem de kamuoyundan gelen tepkilere rağmen, Rektör Ahmet Şengönül’ün bu konulara yaklaşımı beklenen sertlikte olmuyor.
Süreçlerle ilgili yapılan açıklamalar genel geçer ifadelerden öteye gitmezken, kamuoyunun en büyük beklentisi rektörlük makamının sürece müdahil olarak somut adımlar atması. Ancak Rektör Şengönül, hukuki süreç başlatıldığını ifade etmekten öteye geçmiyor.
Üniversitenin kurumsal itibarının korunması adına daha sert ve net adımlar atılması gerekirken, Rektör’ün “siyasi polemiklere dönüşen iddiaların asılsız olduğu” açıklamaları, yaşanan tartışmaları yatıştırmaya yetmedi. Özellikle CHP Milletvekili Ulaş Karasu ile AK Parti Milletvekili Rukiye Toy arasındaki atışmalarda üniversitenin tarafsız bir tutum sergileyememesi, akademik alımların gölgelenmesine neden oldu.
Ulaş Karasu’nun Eşi Önceki Dönem Rektör Alim Yıldız Tarafından Üniversiteye Alındı
Öte yandan, geçmiş dönem rektörü Alim Yıldız döneminde de benzer akademik alım süreçlerinin yaşandığı, o dönem atanan bazı isimlerin şimdi bu süreci eleştirdiği gerçeği de göz ardı edilmemeli. Rektörlük makamı, geçmişte yapılan hataları tekrar etmemek için daha katı bir duruş sergilemek zorunda. 2023 yılında üniversite internet sitesinde yayınlanan duyuru da 23 Ocak 2023 tarihinde sınava giren ve CHP Sivas Milletvekili Ulaş Karasu‘nun eşi Nilay Yanalak Karasu, öğretim görevlisi sınavını kazanan isim olarak ilan edilmişti bunu da hatırlatmak gerekiyor…
Genel Sekreter ve Rektör Yardımcısının Rolü Daha Netleştirilmeli
Cumhuriyet Üniversitesi’ndeki akademik atamalarda belirleyici isimlerin yalnızca rektörlük makamı olmadığı, özellikle Genel Sekreter Yüksel Aydın ve Rektör Yardımcısı Hayati Öztürk’ün süreçte etkin rol oynadığı akademik çevrelerde dillendiriliyor. Ancak üniversite yönetimi, bu isimlerin karar mekanizmasındaki rollerini açıklığa kavuşturmak yerine süreci genel ifadelerle geçiştirmeyi tercih ediyor.
Akademik alımlarda yaşanan kriz, Cumhuriyet Üniversitesi’nin yalnızca bugününü değil, geleceğini de yakından ilgilendiriyor. Akademik liyakat tartışmalarının her geçen gün daha fazla gündeme gelmesi, üniversitenin bilimsel itibarına zarar veriyor. Rektör Ahmet Şengönül’ün daha net ve kararlı adımlar atmaması, yönetimdeki diğer isimlerin sorumluluklarını farklı sergilemesine neden oluyor.
Bu noktada sorulması gereken en önemli soru şu: Cumhuriyet Üniversitesi yönetimi, gerçekten adil bir süreç mi yürütüyor yoksa belirli isimler bu süreci kendi çıkarları doğrultusunda yönlendiriyor mu? Bakalım bu soruya cevap gelecek mi ve kim nasıl cevap verecek?
Haber Merkezi / Büyük Sivas Haber